Türkiye’de çok partili siyasi hayata geçebilmek için ilk deneme sayılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapanması üzerine, hemen ardından hem Cumhuriyet Halk Fırkası’na karşı giderek artan muhalefeti bir çatı altına toplamak hem de batılıların Türkiye’deki tek parti iktidarına yönelik eleştirilerini ortadan kaldırabilmek için Türk siyasi hayatının ikinci muhalefet partisi olan Serbest Cumhuriyet Fırkası kurulmuştur. Ancak çok partili hayata halkın hazır olmadığı görülmüş ve bu parti de kendisini feshetmiştir. Böylelikle Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyete uygun olarak hayata geçirmeyi planladığı, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan çok partili hayata geçiş uygulamaları başarısızlıkla neticelenmiştir. Görülmüştür ki genç Türkiye Cumhuriyeti’nde henüz taşlar yerine oturmamış, halkın yeni rejime uyum süreci tamamlanmamıştır. Mevcut koşulların elverişli olmaması Demokrasinin ülkemize daha geç gelmesi sonucunu doğurmuştur.
Ta ki 1946 yılına kadar Türkiye tek partili bir sistemle yönetilmiştir. Ancak II. Dünya savaşı sonrasında ülkede iç ve dış unsurların etkisiyle demokrasi gereksinimi ortaya çıkmış ve CHP hükümeti bu taleplere karşılık verme durumunda kalmıştır.1946 yılına dek tek parti egemenliğinde yönetilen halk artık bu durumdan rahatsızlık duymaya başlamışlardır. . Ayrıca oluşan parti içi muhalefet gün geçtikçe sertleşmiş, muhalif milletvekilleri kendilerine yeni bir yol çizme planları yapmaya başlamışlardır. Mevcut Başbakan İsmet İnönü, her ne kadar çok partili hayata geçiş için gönüllü olmasa da ülkenin Demokrasiye olan ihtiyacı karşısında kayıtsız kalamamıştır. Ayrıca bu konun ile ilgili yabancı ülkelerin de Türkiye’de çok partili siyasi yaşama geçilmesinin zaruri bir ihtiyaç olması yönündeki görüşleri de bu adımı atmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. CHP’nin toprak reformu ile ilgili yasa tasarısına şiddetle karşı çıkan Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü , “Dörtlü Takrir” krizi ile partilerinden istifa etmişler ve 7 Ocak 1946 yılında demokrat Partiyi kurmuşlardır. Demokrasiye geçişin ilk adımı olarak 1946 yılında yapılan seçimlere henüz kurulmuş olan Milli Kalkınma Partisi, CHP’den ayrılan Celal Bayar ve beraberindekiler tarafından kurulan Demokrat Parti katılmışlardır.
Çalışmamızda, sancılı çok partili hayata geçiş süreci, Demokrasimizin ilk sınavı olan 1946 seçimleri ve bu seçimleri ile halkın ilk defa kendi özgür iradesiyle oy kullandıkları, gerçek manasıyla Demokrasinin vücut bulduğu 1950 seçimleri, bu iki seçimin ülke genelinde yansımaları, halk üzerindeki etkileri, rekabetin ortaya çıkışı ile birlikte siyasi partilerin seçim hazırlıkları ve propaganda gereksinimleri ve uyguladıkları yöntemler ele alınacak ayrıca her iki seçim, uygulanış yöntemleri , mevcut sonuçları, seçim hazırlıkları ve partilerin propaganda yöntemleri bakımından mukayese edilecektir. Amacımız, Demokrasinin ülkemizde geçirdiği sancılı, zor süreci ve Demokrasinin yerleşmesi için verilen mücadeleleri okuyucuya aktarmaktır.
-
-
-
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Project Number | - |
Publication Date | April 13, 2021 |
Submission Date | January 18, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 9 Issue: 1 |