Leibniz precedes both German idealism (especially with his developing substance understanding) and contemporary ontologies of multitude with his original concept weave as well as the understanding of being, which he puts forward within the framework of the concept of monad. His philosophy is “pregnant with the future” like the “monad”, which he describes. In this article, it will be tried to mark the originality firstly in the problem that Leibniz expressed in an effort to understand “Being” and then in his search for an answer. The horizon opened by the relationship he established between God, who Leibniz sees as the Infinite One, and infinite-finite (both) singularities in the form of multiplicity, that is, monads, will be tried to be evaluated. Leibniz is in a way a philosopher of the One, but in our opinion his main importance is his understanding of the singularities in the form of multiplicity. According to him, the substance is not One, it is infinitely many and “monads”. Monad is singularity that is unrelated to the outside and involves everything that will happen to it in its own concept. In this aspect, it is multiplicity, it is infinite, it is the cause of everything that will happen to itself. Leibniz, who we have followed up to now like a philosopher of multitude, on the other hand, places Being on the ground of “One” through God. According to him, the singularity of individuals is established by the “difference” in their representation of the whole universe in other words by the difference in their perspectives. The construction of singularities in the form of multiplicity is reduced to a difference of representation. In this representation in which the singular multiplicities established through a mediation of “One”, on the one hand the problem of “isomorphism” or “formal identity” appears, on the other hand the contingency of the event is endangered. In this context, firstly Leibniz’s metaphysics will be adequately analyzed in terms of the One-multiple discussion; then the criticisms of Badiou, a philosopher of multitude, will be discussed; finally, it will be tried to determine the position of Leibniz’s metaphysics in terms of the concept of “event”, which marks the emergence of the new. As a result, our aim is to clarify the horizon that Leibniz's understanding of monad has opened in the philosophers of the multitude, even though it has lost its validity, and the problematic it left to them.
Leibniz monad kavramı çerçevesinde ortaya koyduğu varlık anlayışının yanı sıra özgün kavram örgüsü ile hem Alman idealizmini (özelikle gelişen substance anlayışı ile) hem de çağdaş çokluk ontolojilerini önceler. Onun felsefesi tarif ettiği “monad” gibi “geleceğe gebe”dir. Bu makalede öncelikle Leibniz’in “Varlık”ı anlama çabası içinde dile getirdiği problemdeki, ardından cevap arayışındaki özgünlük işaretlenmeye çalışılacaktır. Sonsuz Bir olarak gördüğü Tanrı ve çokluk formundaki sonsuz-sonlu (her ikisi de) tekillikler yani monadlar arasında kurduğu ilişkinin açtığı ufuk değerlendirmeye çalışılacaktır. Leibniz bir yönüyle Bir’in filozofudur ama kanımızca asıl önemi tekillikleri çokluk formunda kavramasıdır. Ona göre töz (substance) Bir değildir sonsuz çokluktadır ve “monadlar”dır. Monad dışarı ile ilişkisiz, başına gelecek her şeyi kendi kavramında içeren tekilliktir. Bu yönüyle çokluktur, sonsuzdur, kendisinin, kendi başına gelecek her şeyin nedenidir. Buraya kadar bir çokluk filozofu gibi izlediğimiz Leibniz, diğer taraftan Varlık’ı Tanrı’da “Bir”in zeminine yerleştirir. Ona göre bireylerin tekilliği tüm evreni temsillerindeki “fark” ile başka deyişle bakış açılarındaki ayrımla kurulur. Çokluk formundaki tekilliklerin kuruluşu bir temsil farkına indirgenir. Tekil çoklukların “Bir” dolayımı ile kurulduğu bu temsilde bir yandan “eşbiçimlilik” ya da “formal özdeşlik” sorunu belirir, diğer yandan “olay”ın olumsallığı tehlikeye düşmektedir. Bu makalede önce Leibniz metafiziği Bir-çokluk tartışması açısından yeter düzeyde analiz edilecek, sonra bir çokluk filozofu olan Badiou’nün eleştirileri gündeme alınacak ve son olarak özellikle yeni olanın açığa çıkışını işaretleyen “olay” kavramı bakımından Leibniz metafiziğinin konumu belirlenmeye çalışılacaktır. Netice olarak amacımız, geçerliliğini yitirmesine rağmen, Leibniz’in monad anlayışının çokluk filozoflarında açmış olduğu ufku ve miras bıraktığı sorunsalı belirgin kılmaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 15, 2021 |
Submission Date | June 22, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 20 Issue: 2 |
e-ISSN: 2645-8950