Liberal demokrasinin temsil krizinin kamusal alandaki yurttaş katılımını kısıtlaması çalışmada üzerinde durulan bir meseledir. Müzakereci demokrasi yaklaşımlarının temsil krizine yönelik geliştirdiği birtakım yaklaşımlar ise kamusal alana yurttaş katılımı noktasında bazı önermeler geliştirmiştir. Eşitlikçi, rasyonel ve demokratik bir biçimde gerçekleşecek müzakere bu noktada önemlidir. Bunun için yurttaşın karar alma süreçlerine aktif bir biçimde katılımı gerekmektedir. Ancak müzakereci demokrasiye toplumun genelini kapsayan bir konuşma biçimini nasıl hayata geçireceği noktasında birtakım eleştiriler gelmektedir. Bu noktada Habermas’ın modern kamusal alan olabilme bakımından iyimser bir bakışla yaklaştığı medya devreye girmektedir. Bu bağlamda televizyon tartışma programlarının kamusal bir meselenin tartışılması konusunda etkin bir biçimde kullanılması bu mecralara yönelik olumlu bir bakış açısı kazandırmıştır. Ancak modern anlamdaki kamusal alanda müzakereyi engelleyici eşitsizlikçi süreçler yer almaktadır. Çalışmada söz konusu eşitsizlikçi süreçler Habermas’ın “ideal konuşma durumu”, Young’ın “dâhili” ve “harici” dışlama durumları, Kerbrat-Orecchioni’nin “etkileşimci yaklaşımı” ve Deetz’in “söylemsel kapanma stratejileri” vasıtasıyla analiz edilmiştir. Bu yaklaşımlar HaberTürk kanalından Türkiye’nin Nabzı, CNN Türk kanalından Türkiye’nin Gündemi ve HaberTürk kanalından Karşıt Görüş programlarına uygulanarak, programlarda kamusal bir tartışmanın gerçekleşip gerçekleşmediğine odaklanılmıştır.
Liberal Demokrasi Müzakereci Demokrasi Kamusal Alan Tartışma Programları Rasyonellik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2021 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 18 |