Aydınlanma düşüncesi, Avrupa’nın modernleşme serüveninde bir kırılmayı ifade eder. Ortaçağ’ın son dönemlerine dek götürülen, Rönesans’ın izinde toplumsal dinamiklerin dönüşümü hususunda kayda değer gelişmelere ev sahipliği yapan Avrupa modernleşmesinin seyri, XVIII. yüzyıla gelindiğinde değişmeye başlar. Aydınlanmanın ayır edici vasfı, XIX.yüzyılda Avrupa’da yaşanan muazzam dönüşümün düşünsel temellerini atmış olmasında zuhur eder. Rönesans’ın açtığı yolda önemli bir ivme kazanan modernleşme olgusu, Aydınlanma ile birlikte köktenci bir hüviyete bürünmüştür. Bu anlamıyla aydınlanma, Avrupa’nın modernleşme serüveninde bir dönüm noktası olma özelliğine haizdir. Aydınlanma’nın birey anlatısı, özgür iradeye yaptığı vurgu ve akla yüklediği misyon, onun moderniteye dönük yüzünü oluşturur ki söz konusu kırılma da bu noktada tezahüre etmektedir.
İsaiah Berlin’in özgün çalışmalarıyla literatüre kazandırdığı ve aydınlanmaya dair farklı bir eleştirel perspektif ortaya koyan “karşı aydınlanma” kavramı önemlidir. Bu söylem ve argümanlardan hareketle Berlin’in aydınlanmaya yöneltilen modern eksenli kimi eleştirileri öncelemesi bakımından büyük bir önem teşkil etmektedir. Karşı aydınlanma kapsamındaki fikirlerin çeşitli ideoloji ve disiplinlerle ilişkilendirilmesinin mümkün oluşu, kavrama dair farklı yaklaşım ve çalışmaların önünü açmaktadır. Karşı devrim olgusu, pratiği önceleyen bir nitelik taşımakta ve bu nedenle kavramsal çerçevesinin oluşturulması önemlidir. Bu cihette genelleyici hükümlerde bulunmak için, tarihte cereyan eden ya da teşebbüs düzeyinde kalan devrimleri incelemek gerekmektedir. Fransız Devrimi, bu noktada tarihidir.
Aydınlanma Karşı Aydınlanma Modernleşme Fransız Devrimi Akıl
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 24 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 5 Sayı: 2 |
.