İnsan doğasının bir parçası olan ve varoluşuyla birlikte doğan inanma ihtiyacı tarih boyunca farklı şekillerde yorumlanmıştır. Din ve inanç olgusu bireysel bir niteliğe sahip olmasının yanı sıra toplumsal hayatın kaidelerini ve değerlerini belirli bir nizama kavuşturur. Din sosyolojisi, insanlık tarihi boyunca dinlerin ve dini yapılanmaların hayata yansımasını inceleyerek din ve toplum diyalektiğini inceler. On dokuzuncu yüzyılda Osmanlı Devleti’nin bekasını korumak için yapılan siyasi ve sosyal reformlar toplumsal hayatı birçok yönden etkiler. Modernleşme ile birlikte toplumsal değerlerin zedelenmesi ve geçmişle olan kadim bağların sarsılması farklı coğrafyalarda yaşayan toplumların dini müesseselere bakışını değiştirmiştir. Bu dönemde Batı’da Hıristiyan olan toplumlarda din adamlarının ve dini kurumların eleştirilmesi, Doğu’daki toplumların ise kendi medeniyetinin esasını oluşturan İslami değerlere yabancılaşması din kavramını iki farklı şekilde yorumlayan insan tipini meydana çıkarmıştır. Ahmet Midhat Efendi on dokuzuncu yüzyılda yazdığı hikâyelerde semavi dinlerin toplum içerisindeki yerini ele alarak insan ve din ilişkisini irdeler. Hikâyelerinde İslâmiyet ile Hıristiyanlık dinlerinin birey ve toplumun sosyal hayatındaki izdüşümünü verirken dini inanışlarla ilgili bilinçli bir tutum sergiler.
Bu çalışmada; Ahmet Midhat Efendi’nin yazmış olduğu Ana-Kız, Çifte İntikam, Diplomalı Kız, İki Hud’akâr ve Çingene hikâyelerinde dini mekânlar olarak kilise ve caminin insan hayatı üzerinde yarattıkları etkiler din sosyolojisi bağlamında incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 16 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 21 Sayı: 3 |
KSÜ Sosyal Bilimler Dergisi ULAKBİM-TR Dizin tarafından dizinlenen hakemli ve bilimsel bir dergidir.