Bu makale, Hannah Arendt ve Max Horkheimer’ın kuramsal çerçevelerini kullanarak Shirley Jackson’ın “The Lottery” başlıklı kısa öyküsünün ayrıntılı bir yorumunu sunmaktadır. Öykünün okuyucuda yarattığı dehşeti insan doğasındaki zalimliğe ya da kör gelenekçiliğe bağlayan nispeten basitleştirici açıklamaların aksine bu çalışma, öyküdeki toplu öldürme ritüelinin bürokratik ve gayrişahsi şekilde gerçekleştirilmesiyle ortaya çıkan kötülüğün sıradanlığı ve araçsal akıl kavramları üzerinden bir metin çözümlemesi sunmaktadır. Bu incelemede, “The Lottery” öyküsündeki köylülerin eylemlerinin içsel bir kötülükten değil aklın araçsallaştırılmasından ve siyasal gücün bürokratikleşmesinden kaynaklandığı savunulmaktadır. Bu durum, Arendt’in tezine uygun olarak, sıradan bireylerin eleştirel bir akıl yürütmeksiniz tamamen “düşüncesiz” bir şekilde hareket ettiklerinde vahşet dolu eylemleri hayata geçirebildiklerini göstermektedir. Ayrıca, köylülerin geleneğe bağlılığı geçmişe yönelik aşırı bir saygıdan değil onu yönetici bir otorite olarak kabul etmelerinden ileri gelmektedir. Bu durumda asıl fetişleştirilen, Horkheimer’ın araçsal akıl kavramını örnekleyen bir biçimde insanların geleneğe sadakatle uymalarını sağlayan verimlilik veya etkililik prosedürü olmaktadır. Bu açıdan Jackson’ın kısa öyküsü, özellikle II. Dünya Savaşı sonrası bağlamda, herhangi bir şekilde sınırlandırılmamış araçsal aklın modern toplumda taşıdığı tehlikeler hakkında çarpıcı bir uyarı niteliği taşımaktadır.
Shirley Jackson Hannah Arendt Max Horkheimer totalitarizm kötülüğün sıradanlığı araçsal akıl
This article offers a nuanced interpretation of Shirley Jackson’s short story “The Lottery” by engaging the theoretical frameworks of Hannah Arendt and Max Horkheimer. Contrary to relatively simplistic explanations that attribute the story’s horrifying quality to inherent human cruelty or blind traditionalism, the present analysis reveals a deeper critique of the banality of evil and instrumental reason, as seen in the bureaucratic and depersonalized execution of the ritual killing depicted in the story. It is argued in this study that the villagers’ actions in “The Lottery” are not driven by innate wickedness but by the instrumentalization of rationality and the bureaucratization of power. This aligns with Arendt’s thesis that ordinary individuals, rather than monstrous figures, commit atrocities when acting uncritically, in complete “thoughtlessness.” Furthermore, the villagers’ adherence to tradition is not a fetishistic reverence for the past but an acceptance of it as a governing authority. What gets to be fetishized, then, is the procedure of efficiency by which people act loyally to tradition, exemplifying Horkheimer’s concept of instrumental reason. Jackson’s story thus serves as a prescient warning about the dangers of unfettered instrumental reason in modern society, particularly in the post-WWII context.
Shirley Jackson Hannah Arendt Max Horkheimer totalitarianism banality of evil instrumental reason
| Primary Language | English |
|---|---|
| Subjects | North American Language, Literature and Culture |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | June 25, 2025 |
| Submission Date | September 3, 2024 |
| Acceptance Date | January 2, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: 74 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License