Nefisin terbiye
edilmesi tasavvufî düşünce içerisinde olmazsa olmaz bir kavram olarak göze
çarpmaktadır. Nefis terbiyesi, aynı zamanda sâlikin Allah’a ulaşma aşamasındaki
en büyük imtihanlardan birisidir. Allah’a ulaşarak kendini O’nun varlığında yok
etmek anlamına gelen fenâ fillah aşamasına gelebilmek de nefisin terbiye
edilmesiyle mümkündür. Seyr ü sülûk olarak da tanımlanan bu nefis terbiyesi
sadece felsefî olarak değil aynı zamanda bu yola kendini vermiş insanların
hayatlarını da doğrudan etkilemesi sebebiyle önemlidir. Seyr ü sülûk sadece bir
tanımdan ibaret değildir, bu kavram aynı zamanda manevî bir eğitim biçimidir.
Çünkü dervişin, hayatı boyunca yapacağı iş, ibadet, zikir, insanlar arası
ilişkiler vb. bu kavram etrafında şekillenmektedir. Hazırlanan çalışmaya konu
olan Hayâlî Bey’e ait gazel, içerisinde bulunan fakr, fenâ, riyazet ve terk
gibi kavramlar sebebiyle nefis terbiyesi ve dolayısıyla seyr ü sülûk konusunda
zengin çağrışımlar barındırmaktadır. Çalışmanın amacı nefis terbiyesi/seyr ü
sülûk konusu etrafında gazelde yer alan fenâ, riyâzet, çile gibi kavramlara ve
onların tasavvufî ıstılah içindeki yerine dikkat çekerek gazeli açıklamaya
çalışmaktır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2017 |
Gönderilme Tarihi | 6 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 1 |