Uzunlukları çaplarına kıyasla oldukça fazla olan nanolifler,
sahip oldukları yüksek yüzey/hacim oranı ile ilaç taşıyıcı
sistemler ve doku mühendisliği de dahil olmak üzere birçok
alanda kullanım potansiyeline sahiptir. Farklı yöntemlerle
üretilme imkanı olan nanoliflerin en cazip üretim metodu
elektroeğirme yöntemidir. Bu yöntemle üretilen nanoliflerin
fizikokimyasal özellikleri; uygulanan voltaj, polimer çözeltisinin
akış hızı, kapiller ve kolektör arasındaki mesafe, polimerin
fizikokimyasal özellikleri ve kullanılan çözücü gibi birçok
parametreden etkilenmektedir. Elektroeğrilmiş nanoliflerin
etkin madde salım özellikleri, etkin maddenin difüzyonu ve
taşıyıcı polimerin degredasyonu ile belirlenmektedir. Ayrıca
nanoliflerin etkin madde salım özelliklerini lifin matriks veya
depo yapısında olması, yüzeyinde aktif bileşenlerin bulunması
etkilemektedir. Sahip olduğu fiziksel özellikler nedeniyle
nanolifler, hücrelerin fizyolojik çevresini taklit etmek amacıyla
yapay ekstraselüler matriksler geliştirilerek doku ve organların
rejenerasyonunu ya da üretimini hedefleyen doku mühendisliği
alanında kullanımı için oldukça elverişlidir. Bu amaçla
nanoliflerin yüzey özellikleri değiştirilerek biyobenzer yapılar
elde edilebilmektedir. Nanolifler, etkin maddenin hedeflenen
salım profilini sağlaması ve biyobenzer özellik kazanarak doku
mühendisliğinde kullanımına imkan vermesi ile gelecek vaat
eden sistemlerdir.
Subjects | Health Care Administration |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 18, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 21 Issue: 3 |