02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun ile değişik, TCK’nın 250. Maddesinde
iki önemli yasal düzenlemeye gidilmiştir. Birinci değişiklik, TCK’nın
250/1. Maddesinde düzenlenen icbar suretiyle İrtikâp suçunun yasal unsurlarından
olan “icbar”ın tanımı kanun metnine konarak uygulamadaki
farklılık ve tereddütlerin önüne geçilmiştir. Yeni düzenlemedeki icbarın
tanımına bakıldığında; “kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları
karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde
görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine
veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması” gerektiği
belirtilmekle, kamu görevlisinin haksız bir zeminde bulunması ve mağdur
tarafın haklı bir işini yapmak amacı ile menfaat istemesi gerekir.
6352 sayılı Kanun ile, TCK’nın 250/4. Fıkrasına konulan ikinci değişiklik
ise, İrtikâp suçundan dolayı elde edilen menfaatin değerine göre
cezadan indirim imkanının getirilmesidir. Bu düzenlemeye göre; “İrtikâp
edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde
bulundurularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar
indirilebilir.” Bu düzenleme rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarını da kapsamadığından
ceza adalet sistemini bozacak mahiyettedir. Çünkü, sonuçları
itibariyle daha bir suç olan icbar suretiyle İrtikâp suçundan elde edilen
menfaatin az kabul edilerek TCK’nın 250/4. Maddesi uyarınca cezadan
indirim yapılması durumunda, rüşvet suçundan daha hafif bir ceza ile
karşılaşılacaktır. Bu sebeple, TCK’nın 250/4. Maddesi ile getirilen bu yasal
değişikliğin rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarını da kapsar şekilde yeni bir
yasal düzenlemenin yapılması ceza adalet sistemi bakımından çok faydalı
olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2015 Issue: 6 |