ÖZ
Zorunlu geçit davaları, ülkemizde arazi yapısının düzenli bir yapıya
kavuşturulamaması nedeni ile Türk yargısını meşgul etmektedir. Genel
yollara sınırı olmayan ya da yolu mevcut olmakla birlikte yetersiz kalan
taşınmazların malikleri tarafından, taşınmazları lehine komşu taşınmazlardan
geçit irtifakı kurulması için davalar açılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanununun (HMK) yürürlüğe girmesiyle birlikte yargı
usulünün “Yazılı ve Basit” olarak sadeleştirilmesi, görev konusunda
dava değerinin belirleyici olmaktan çıkarılması ile çekişmeli ve çekişmesiz
yargının net çizgilerle birbirinden ayrılmasından sonra zorunlu geçit
davalarının hangi yargılama usulüyle yürütülmesi gerektiğinin incelenmesi
sorunu ortaya çıkmıştır. Genelde Yargıtay’ın uygulamaya yön verdiği
bu dava türünde, resen araştırma ilkesi uygulanmaktadır. Doğrudan
taşınmaza bağlı bir irtifak hakkı olması ve parsel maliklerinin değişmesi
halinde dahi geçit hakkından yeni maliklerin yararlanması veya yükümlü
parsel için katlanma yükümlülüğünün devam etmesi bu davanın tarafları
arasında husumet ve subjektif hak yokluğunun bulunduğunu bize
gösterir. Açıklanan nedenlerle bu davaların HMK’nin 382/1. maddesinde
düzenlenen ve çekişmesiz yargıya girecek davaları belirlemede kullanılan
kriterlere tam uyum sağladığı görülmektedir. Bu durumda zorunlu
geçit davaların çekişmesiz yargı içerisinde basit yargılama usulüne tabi
olduğunu ve dolayısı ile bu davalara bakmakla sulh hukuk mahkemelerinin
görevli olduğu düşünülmelidir. Uygulamanın bu yönde düzeltilmesi
hem davanın hukuk içindeki yerini bulmasını, hemde uygulama kolaylığı
sağlayacaktır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 29, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 7 |