Abstract
Bu çalışma, 23 Eylül 2017 tarihinde Uluslararası Deniz Hukuku
Mahkemesi tarafından kurulmuş bulunan Özel Daire’nin vermiş
olduğu “Gana ve Fildişi Sahili Arasındaki Deniz Sınırına İlişkin Karar”
ışığında, Uluslararası Deniz Hukuku’na ve özellikle de Deniz Alanlarının
Sınırlandırılması’na ilişkin uygulamada çıkacak temel özellikte bazı
problemleri inceleme amacını taşımaktadır. Dava konusu olan olay
bağlamında; estoppel ilkesi, eşit uzaklık ilkesinin somut olaylarda
uygulanması ve uyuşmazlık konusu alanda yapılan faaliyetlerden ortaya
çıkması söz konusu sorumluluk meseleleri ele alınmaktadır. Daire’ye
göre; bir Devlet hakkında Estoppel hükümlerinin uygulanması için şartlar
söz konusu olayda mevcut değildir. Aynı şekilde, Gana’nın, uyuşmazlık
konusu deniz alanında gerçekleştirdiği tek-taraflı eylemlerden dolayı
sorumlu olmadığı Daire tarafından kabul edilmiştir. Deniz Alanlarının
sınırlandırılması hususunda Daire, eşit uzaklık ilkesini, 3 aşamalı bir
süreç ile uygulamıştır. Bu uygulama gereği, ilk olarak tespit edilen geçici
hat üzerinde herhangi bir değişiklikte bulunmamayı tercih etmiştir.