Türkiye-AB ilişkilerinin zamansallığı ve Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu “siyasi ve hukuki durum”, Türkiye’nin 1990’ların sonundan beri karşı çıktığı "bağlantı/ilişkilendirme siyaseti” kavramının özünü yansıtmaktadır. 2024 yılı, "Kıbrıs Sorununun Avrupalılaşması" olarak adlandırdığımız sürecin 30. Yıldönümüydü: Kıbrıs Cumhuriyeti, 1994 Korfu Zirvesi'nde AB'nin genişleme sürecine Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında uzun süredir devam eden çatışmaya bir çözüm bulunmadan dahil edildi. Kıbrıs Cumhuriyeti, 1 Mayıs 2004 tarihinde bölünmüş bir ada olarak AB üyesi bir devlet haline gelmiş dolayısıyla Kıbrıs Rum Kesimi, Kıbrıslı Türkleri temsil etme hakkına sahip olmamasına rağmen, her iki toplum adına tüm adanın tek temsilcisi olarak kabul edilmiştir. Adadaki mevcut siyasi çıkmaz ve Türkiye ile AB arasında yapıcı diyalog eksikliği, Türkiye'nin olası AB üyeliği ile Kıbrıs sorununun çözümü arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmış oldu. Bu bağlamda Türkiye-AB ilişkilerinin gidişatı, Kıbrıs sorununun Güneydoğu Akdeniz'de gelişen hidrokarbon ekonomisi ile birleşmesiyle beraber ortaya çıkan jeopolitik çekişme gündemiyle yeni bir zamansallık boyutu kazandı. Her ne kadar hidrokarbon gündeminin yükselişi ve düşüşü ile birlikte Kıbrıs sorununa yeni bir politik ekonomi boyutu eklenmiş olsa da tüm süreç "plus ça change, plus c’est la même chose" şeklinde özetlenebilir.
The temporality of the Turkey-EU relations, coupled with the “state of affairs” of the Cyprus problem, reflected the “linkage politics” as initially opposed by Turkey. 2024 was the 30th anniversary of the so-called “Europeanisation of the Cyprus Problem” when the Republic of Cyprus (RoC) was included in the EU enlargement process in the 1994 Corfu Summit without the resolution of the problem. Cyprus became an EU member state as a divided island on May 1st 2004 whilst RoC was considered as the sole representative of the island on behalf of both the Greek Cypriot and the Turkish Cypriot communities despite the lack of the latter’s representation. The current political stalemate on the island and the lack of a constructive dialogue between Turkey and EU unveiled the linkage between Turkey’s prospective EU membership and the solution of the Cyprus problem. In this regard, the trajectory of the Turkey-EU relations evolved into a new temporality under geopolitical contestation in which Cyprus conflict is coupled by the hydrocarbon economy developing in the Southeastern Mediterranean. Although a new political economy dimension has been added with the rise and fall of the hydrocarbon agenda, the whole process can be best summed as “plus ça change, plus c’est la même chose”.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | European Union-Turkiye Relations |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2024 |
Submission Date | November 10, 2024 |
Acceptance Date | December 25, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 51 Issue: 2 |