Disputes that related to private law are predominantly resolved by judicial authorities. In addition to the fact that these decisions are final and binding, the fact that the sanction power is based on the state is one of the most important reason for the parties to choose state judgment. However, there are some undesirable consequences of resorting to the judicial remedy in the disputes that arise. Due to the increasing workload in the judiciary, the prolongation of the trial process, the damage to the communication between the parties based on the enmity-based trial process, and the limited intervention of the parties in this process have led the parties to mediation, which is an alternative dispute resolution method. Especially in disputes arising from family law, it can be mentioned that there is a wide range of area where family mediation can be resolved due to reasons such as not always being able to resolve the concerns about the protection of confidentiality, inability to offer solutions to the daily problems of the parties in the ongoing life cycle of the protracted proceedings, and the negative effects of legal subjects other than the parties to the trial. Contrary to private law regulations, family mediation has a limited scope of application as it is closely related to public order, especially disputes regarding paternity, custody and domestic violence; there are also many types of disputes eligible for family mediation in disputes arising from family law. In this study, the concept of family mediation, which is a special type of mediation, is examined in detail in terms of the types of disputes arising from family law, through the filter of eligibility for mediation.
Özel hukuka ilişkin uyuşmazlıklarda devlet yargısına başvurmak yüzyıllardır devam eden tarihsel ve toplumsal bir kökene dayanmaktadır. Devlet yargısı ile kesin ve bağlayıcı kararlar ihdas edilmesinin yanı sıra bu kararların devlet otoritesine dayalı yaptırım gücüne sahip olması yargılama taraflarına hukukî güvenlik vadetmektedir. Devlet yargısı bu yönüyle uyuşmazlıkların çözümünde tartışmasız üstünlüğe sahiptir. Bununla birlikte yargı yoluna başvurmanın istenmeyen bazı sonuçları da bulunmaktadır. Artan iş yükü nedeniyle yargılama süreçlerinin uzaması, husumete dayalı yargılamanın taraflar arasında dostane ilişkilerin tesisine engel olması ve kararların yargılama makamlarınca verildiği bu süreçte tarafların sürece müdahale olanağının sınırlı olması gibi hususlar ilk akla gelen olumsuzluklar arasındadır. Bu olumsuzluklar nedeniyle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine duyulan ihtiyacın belirginleşmesi ile birlikte arabuluculuk uygulaması hukukun farklı mecralarında yaygınlaşmaya başlamıştır. Bilhassa aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların taşıdığı bazı özellikler nedeniyle arabuluculuk yönteminin avantajları yadsınamamaktadır. Zira aile arabuluculuğu, birçok avantajı ile yargı sürecinde ortaya çıkan olası olumsuz sonuçları azaltma potansiyeline sahiptir. Örneğin istisnai bazı durumlar dışında aleniyetin esas olduğu devlet yargısının aksine arabuluculuk sürecinde paylaşılan bilgi ve belgelerin gizliliğe tabi olması; sürecin tarafların beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda yürütülerek nihaî kararın taraflarca verilmesi; arabuluculuk sürecinin devlet yargısının aksine çok daha hızlı sonuçlanması, yıllar süren husumete dayalı yargı yolu yerine uzlaşmaya dayalı bir sürecin etkili olması gibi faktörler aile arabuluculuğun avantajları arasındadır. Öte yandan, diğer özel hukuk uyuşmazlıklarından farklı olarak, soybağı, velâyet ve mal paylaşımı gibi konuları içeren aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu için sınırlı bir uygulama alanına sahiptir. Bu sınırlı uygulama alanına rağmen aile arabuluculuğu, aile hukukundan kaynaklanan birçok uyuşmazlık türü için uygun çözümler sunabilmektedir. Bu çalışmada, aile arabuluculuğu kavramı, aile hukukundan doğan uyuşmazlıkların türleri üzerinden detaylıca ele alınmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Family Law |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | May 16, 2024 |
Publication Date | July 26, 2024 |
Submission Date | January 23, 2024 |
Acceptance Date | April 3, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 1 Issue: 2 |
Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.