Atalarımızın uzun yıllara dayanan tecrübeleri sonucu söylediği kısa, özlü ve akıllıca sözler olarak tanımlanan atasözleri her toplumun kültürel değerlerini yansıtan en önemli kültürel miras ürünlerinden biridir. Atasözleri genelde mecazi anlamlarda kullanılır. Anlam ifadeleri dolaylıdır. Ancak Atasözleri üzerinde biraz düşünüldüğünde onların günlük hayattaki kullanımından çok daha geniş anlamlar taşıdıklarını görülür. Normalde belli bir amaç için söylenmiş mecazi anlamdaki bir atasözü gerçek hayattakiyle aynı anlama gelen bir başka anlamı da bünyesinde barındırır. Örneğin “Meyveli ağacın başı eğik olur.” atasözü, insanlar olgunlaştıkça daha alçak gönüllü olur, anlamında kullanılmasına rağmen gerçek hayatta da ağaçların meyvesi çok olduğunda dalların meyveleri taşımakta güçlük çekmesinden dolayı dalların yere doğru sarktığı gerçeğini anlatır. Özellikle doğa üzerine söylenmiş atasözlerinin hem mecazi hemde genelde gerçek anlamlar ifade ettiği bilinmektedir. Çünkü ataların doğayı uzun yıllara dayalı olarak dikkatle gözlemlemeleri sonucu elde ettikleri bilgileri kısa ve özlü sözlerle ifade ederek insanların doğaya uygun nasıl yaşamaları gerektiğini insanlara öğretmişleridir. Bu yönüyle de atasözleri öğreticidir. Tarih boyunca, Türk toplumunda tarım ve hayvancılık önemli olduğundan doğa üzerine söylenmiş pek çok atasözü vardır. Çünkü tarım ve hayvancılıkla uğraşan toplumlarda yağmurların ne zaman yağacağı, güneşli günlerin ne kadar süreceği, doğanın işleyiş düzeni, hayvanların doğada otlatılma zamanının bilinmesi, evlerin yerinin nereye yapılmasının uygun olacağının bilinmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle her toplumun kendine has doğanın işleyiş düzenini anlattığı atasözleri vardır. Bu yönüyle atasözleri ulusaldır. Ancak ulusal nitelikteki bu atasözleri diğer ulusların kullandığı atasözleri ile karşılaştırıldığında, bunların pek çoğunun benzer ya da aynı olduğu görülür. Bu yönüyle, Atasözleri ulusal değerlerin yanı sıra aynı zamanda evrensel değerler de taşır. Özellikle doğa üzerine söylenen atasözleri dünyadaki diğer atasözleriyle pek çok ortak özelliğe sahiptir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı Türk ve Amerikan yerlilerine ait doğa üzerine söylenmiş atasözlerini karşılaştırmak ve onların doğaya bakış açılarını anlamaktır. Çalışmanın yöntemi nitel araştırma yöntemlerinden betimsel içerik analizine dayanmaktadır. İçerik analizi sosyal bilimcilerde arşivlerden, belgelerden, gazetelerden vb. çeşitli dokümanlardan, elde edilen bilgilerin bir anlam kazandırılması amacıyla sistematik olarak incelenmesidir. Betimsel analiz de ise; elde edilen veriler, daha önceden belirlenen başlıklar altında özetlenir ve yorumlanır. Literatür taraması ve yüzyüze görüşmelerle elde edilen verilerin analizi sonucu elde edilen bulgulara göre; Amerikan yerlilerinin kendilerini doğanın bir parçası kabul ettikleri, hepsinin tek bir kutsal ruhtan meydana geldikleri, doğaya zarar verdiklerinde hasta olacaklarına ve herkesin birbirinin kardeşi olduklarına inandıkları görülmüştür. Aynı zamanda söyledikleri sözlerinin kısa ve etkileyici sözler olmadıkları, uzun ve açıklayıcı sözler oldukları ve kabile şefleri tarafından söylendiği anlaşılmıştır. Bu yönüyle atasözlerinden ziyade veciz sözlerdir. Türk atasözleriyle karşılaştırıldığında bazı atasözlerinin benzediği ancak çok azının ise birebir aynı olduğu görülmüştür.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Cultural Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | June 24, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 16 Issue: 126 |
Millî Folklor is licensed under a Attribution-NonCommercial 4.0 International license https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/