Devalüasyon, yükselen iç fiyatlar nedeniyle, ihraç mallarının artan maliyetlerine uygun bir ihraç fiyatı sağlamak üzere dış paraların değerinin artırılmasıdır. Bu uygulamaya başvuran ülkelerde genelde ithalat arttığı için dış ödemeler dengesinde bozulma görülür. Devalüasyonla amaçlanan ithalatın azal- tılması ve ihracatın artırılmasıdır. Türkiye’de 7 Eylül 1946’da Recep Peker Hükümeti ve 4 Ağustos 1958’de Adnan Menderes Hükümeti devalüasyon uygulamıştır. 7 Eylül devalüasyonunda 1 Dolar 2.80 TL; 4 Ağustos Kararları’nda 1 Dolar 9 TL olmuştur. Ancak Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük devalüasyonu 10 Ağustos 1970 Kararları’dır. Böylece 1 Dolar 15 TL’ye eşit hale getirilmiştir. Hükümet yalnızca ithalatı azaltıp ihracatı çoğaltmayı hedeflememiştir. Ayrıca yurt dışındaki Türk işçilerinin tasar- rufa teşvik edilmesini; tasarruflarının, serbest döviz olarak resmi kanallar yolu ile Türkiye’ye gelmesini sağlamayı amaçlamıştır. Ancak devalüasyon gündelik hayata zam ve enflasyon olarak yansımıştır. Paramızın dış değerinin düşmesi, içerideki fiyatların sürekli olarak yükselmesine neden olurken yeni vergiler ve diğer zamlar, fiyatları artırmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 8 Sayı: 2 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |