Boredom is very common experience and has to date been accompanied by numerous negative psychological, social, academic, occupational and interpersonal problems. Boredom which is a highly complex and multidimensional concept has been conceptualized differently within different paradigms throughout the ages. However, in modern psychology literature, some theorists define it as the opposite feeling to interest and an aversive negative feeling derived from low arousal or from monotonous situational factors (Mikulas &Vodanovich 1993); while some theorists define it as a personality trait or a disposition- proneness to boredom- which refers to the fact that some individuals tend to experience greater boredom than others (Farmer & Sundberg 1986; Vodanovich, Verner, & Gilbride 1991). There are also cognitive, behavioral and psychophysiological components of boredom and recently some individual or personality factors have been found to be associated with boredom. Boredom could also influence the quality of rapport in the psychotherapeutic process and could lead to early termination if it has not been seriously treated. The aim of this paper is to provide a general review of the components and correlates of boredom on the basis of recent studies.
Can sıkıntısı oldukça yaygın bir deneyimdir ve şimdiye kadar pek çok psikolojik, sosyal, akademik, çalışma hayatı ve kişilerarası problemlerle ilişkilendirilmektedir. Can sıkıntısı, oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir kavram olup tarih boyunca, farklı paradigmalarda farklı türde kavramsallaştırılmıştır. Ancak modern psikoloji literatüründe, bazı kuramcılar, can sıkıntısını, ilgi duymanın tersi ve düşük uyarılma ya da monoton durumların sonucu olarak hissedilen olumsuz bir duygulanım olarak tanımlarken (Mikulas & Vodanovich 1993), bazı kuramcılar bir tür kişilik ya da bireysel bir özellik/treyt ya da dizpozisyon olarak tariflemektedir (Farmer & Sundberg 1986; Vodanovich et al.1991). Aynı zamanda, bilişsel, davranışsal ve psikofizyolojik bileşenler ile son zamanlarda bazı kişilik özellikleri, can sıkıntısı ile ilişkili bulunmuştur. Can sıkıntısı, psikoterapötik süreç içerisinde ilişkinin kalitesini etkileyebilir ve uygun ele alınmazsa erken bırakılmalara yol açabilir. Bu çalışmadaki amaç, yakın zamanlardaki çalışmaları da göz önünde bulundurarak, can sıkıntısının bileşenleri ve ilgili değişkenleri gözden geçirmektir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Social and Personality Psychology (Other) |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 6 Issue: 2 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |