This article will discuss the
interrelations of spatial reorganization of everyday life and gender
constructions in American culture, especially the changing images of
masculinity because the urban question is a question of subjectivity and
authenticity. As space, with all its personal, social and mythical
connotations, is being erased by the hyperreal and depthless spatial
experiences of late capitalist culture, it becomes more vital as a site of
resistance and hegemony. The taken for granted mobility and physical dominance
of men over space appear to have been castrated by a world defined by the
constrained pleasure and restricted freedom. Contemporary American culture and
literature have often reflected “the contemporary crisis of urbanity as a
crisis of white male authority and selfhood” in which “white men conduct their
highly individualized dramas of masculine authority, existential doubt and
moral responsibility”. This paper, therefore, will discuss such moments of
spatial crisis of masculinity in the examples of transgressive fiction such as
Bret Easton Ellis’s American Psycho, Chuck Palahniuk’s Fight
Club, Non-Fiction and Choke and Douglas Coupland’s Generation
X affirming the decentred and deterritorialized male identity as the
insecure core of the American
culture.
Bu makale, Amerikan kültüründe gündelik
yaşamda mekanın yeniden düzenlenmesi ve mekana bağlı toplumsal cinsiyet
inşaları arasındaki ilişkiyi, özellikle de şehir kültürünün bir öznellik ve
hakikilik meselesi olduğunu aklında tutarak erilliğin değişen imgelerini
tartışacaktır. Zira mekan, tüm kişisel, toplumsal ve mitik anlamları ile
birlikte, toptan bir biçimde geç capitalist kültürün hipergerçek ve derinliksiz
mekan deneyimleri tarafından yok edildikçe, bir direniş ve hegemonya alanı
olarak daha da hayati bir konuma gelmiştir. Erkeklerin, mekan üzerindeki
kıymeti kendinden menkul hareketliliği ve fiziksel hakimiyeti, sınırlanmış zevk
ve özgürlük algısı ile tanımlaman bir dünyada hadım edilmiştir. Çağdaş Amerikan
kültürü ve edebiyatı çoğu zaman “beyaz erkeğin son derece bireyselleşmiş
dramlarını, varoluşsal şüphelerini ve ahlaki sorumluluklarını sergilediği”
“çağdaş şehirleşme krizini bir beyaz erkek egemenliğinin ve benliğinin krizi”
olarak sunmuştur. Bu makale, bu kuramsal kapsam ışığında Bret Easton
Ellis’in Amerikan Sapığı, Chuck Palahniuk’un Dövüş Kulübü,
Kurgu-dışı, ve Tıkanma, ve Douglas Couplan’dın X Kuşağı gibi transgressive edebiyat
örnekleri üzerinden erilliğin mekansal kriz anlarını tartışacak ve
merkezsizleşmiş ve mekansızlaşmış erkek kimliğini Amerikan kültürünün
güvenliğini yitirmiş özü olarak ele alacaktır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Philosophy, Sociology, Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | February 20, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 8 |