2000’ler Türkiye Sineması’nda geçmişte gölgede kalan ya da bırakılan politik sorunların irdelendiği görülmektedir. Kürt sorunu da muhalif, eleştirel ya da politik sıfatlarıyla tanımlayabileceğimiz filmlerde sıklıkla karşımıza çıkar. Bu çalışmada, Kürt sorunu bağlamında ele alınan Babamın Sesi (Zeynel Doğan ve Orhan Eskiköy, 2012) ve Annemin Şarkısı (Erol Mintaş, 2014) filmleri arasında “ev” ve “ses” kavramları aracılığıyla bir diyalog kurulmaya çalışılmıştır. Kalınan ev hayaletlerle doludur. Peki ya gidilen ev?
It is observed that political problems which were overlooked or left behind in the past are studied in the Turkish Cinema of 2000s. The Kurdish problem is also frequently examined in the movies that can be defined as opponent, critical or political. In this study,-discussed in the context of the Kurdish problem- a dialogue between the films Babamın Sesi (Zeynel Doğan ve Orhan Eskiköy, 2012) and Annemin Şarkısı (Erol Mintaş, 2014) is tried to be established by means of "house" and "sound". The house to stay is haunted by the ghosts. What about the house to go?
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Essays |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2016 |
Submission Date | December 1, 2016 |
Acceptance Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 3 Issue: 2 - Cinema and Politics |