Dünya ve muhasebeye yaklaşım şekli, Luca Pacioli’nin ölümünün
ardından geçen yarım milenyumda çok değişti. Geçtiğimiz yüzyıl, ülkelerin,
milli sınırları dışında yaptıkları yatırımların ve ticaret hacminin artmasına tanık
oldu. Finansal raporlama, ülkelerin sınırları içerisindeki tüm noktalarda ya da
çoğu bölgelerde standarda bağlanmış olsa idi, muhasebecilerin ve analizcilerin
eğitimi, finansal raporların hazırlanması ve denetimi, finansal raporların
kurallarının belirlenmesi ve hatta bunların dünya genelinde uygulanması
mümkün olabilirdi. Bu düşünce, Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi
(International Accounting Standards Committee) ve daha sonra yerini
alan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (International Financial
Reporting Standards)’nın bir kolu olan Uluslararası Muhasebe Standartları
Kurulu (International Accounting Standards Board)’nin kurulmasının önünü
açmıştır.
Bununla birlikte standartlaştırmanın getireceği zararları işaret eden
pek çok karşıt görüş de ortaya atılmaktadır. Bağımsız ülkeler, çeşitli sanayi
kollarında faaliyet gösteren değişik büyüklüklerdeki şirketlerin yapısına
uygun olamayacağı eleştirisi karşısında yurt içindeki standartlar bütününü
savunmada zorluk yaşasa da, dünya çapında uygulanabilecek standartlar
bütününün etkili bir çözüm üreteceğini düşünmek akla daha az yatkındır.
Tek bir standartlar bütünü, deneme-yanılma yöntemi ile veya ülkeler
arası karşılaştırma yaparak doğruyu bulmaya müsaade etmemekte ve bizleri
raporlamada etkin olmayan bir sisteme mahkum kılma riskini beraberinde
getirmektedir. Ayrıca, kural koyma yetkisini elinde bulunduran bürokrasilerin
sınırları bellidir ve rekabet olmaması halinde otorite mantıksızlığı durumu
ortaya çıkabilmektedir.
Standartlaştırmayı destekleyen ve standartlaştırmaya karşıt görüşlerin
temeli sayısal analizlere dayandırılmadığından hangi görüşün daha doğru
olduğunu tespit etmek zor olmuştur. Avrupa Birliği’nde bu yönde ortaya
çıkan ilk heves patlamasının ardından küresel ekonomik kriz döneminde
IFRS’den alınan kötü performans, bu hevesi kırmıştır. Öyle ki, kimileri,
standartlaştırmaya yönelik yanlış yapılandırılmış çabaları, krizin ortaya
çıkış sebepleri arasında göstermiştir. Standartlar tekelini bir özel sektör
organına vermenin mantığı ile alakalı şüpheler, Amerika Birleşik Devletleri,
Çin, Japonya, Hindistan; hatta Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’da dile
getirildiği sürece, gelişmekte olan ekonomilerin yurtiçi ve yurtdışı standartlar
arasındaki ve milletlerin yazılı kuralları ve toplumsal normları arasındaki
denge yeniden gözden geçirilmelidir.
Approach to accounting, and the world in which it operates has
changed over half-a-millennium since Luca Pacioli. The past century has
seen a great expansion of investment and trade across national boundaries.
If financial reporting were standardized in all or most national jurisdictions,
certain economies in training of accountants and analysts, preparation and
audit of financial reports, writing of rules of financial reporting, and perhaps
their enforcement world-wide could be achieved. This argument led to the
creation of International Accounting Standards Committee and its successor
International Accounting Standards Board which has produced a body of
International Financial Reporting Standards (IFRS).
There are also substantial counter-arguments pointing to important
diseconomies of standardization. If even individual countries have difficulty
defending their single set of domestic standards against the criticism (that
they do not fit companies from various industries and sizes), it seems even
less plausible that a single set of world-wide standards can offer an efficient
solution. A single set of standards do not leave any room to learn from trialand-error
experimentation and cross-border comparisons, and risk freezing us
into an inefficient system of reporting. Further, rule-making bureaucracies
have limitations of their own, and without competition, could easily sink into
authoritative irrationality.
The arguments for as well as against standardization are qualitative,
and it has been difficult so far to compare them to decide what is better.
After the initial burst of enthusiasm in the European Union for this effort,
the poor performance of IFRS during the global financial crisis has cooled
the enthusiasm. Some even claim that this misguided effort towards
standardization was one of causes of the crisis. As doubts are voiced
in the U.S., China, Japan, India, and even U.K., France and Germany
about the wisdom of giving a standards monopoly to a single private
sector body, it is also time for the emerging economies to rethink the balance
between for international and local standards and between written rules and
social norms of various societies.
Other ID | JA77GA62UV |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Issue: 6 - Issue: 6 |