Haçlı seferleri sonrasında, Müslümanların Kudüs ve
civarını geri almak için giriştikleri saldırıları püskürtmek ve bu toprakları
elde tutmak amacıyla birçok askerî tarikat kurulmuştu. Bunların başında Tapınak
Şövalyeleri, St. John Şövalyeleri ve Töton Şövalyeleri gelmektedir. Bu
tarikatlardan Tapınak Şövalyeleri tamamen askeri amaçla kurulmuşken, Töton ve
St. John Şövalyeleri ise savaş koşullarında sağlık hizmeti sunmak ve insani
yardım amacıyla oluşturulmuşlardı. Lakin akabinde son iki tarikat da Tapınak Şövalyeleri
gibi askeri çalışmaları ön plana almıştır. Bu durumda her ne kadar Töton
Şövalyeleri ile St. John Şövalyeleri aynı misyon için kurulmuş olsalar da hitap
ettikleri kesim bakımından bir farklılıkları bulunmaktaydı. St. John
Şövalyeleri Katolik Hristiyanların geneline hitap ederken, Töton Şövalyeleri
sadece Almanlarla sınırlı kalmıştı. Aslında St. John ve Tapınak Şövalyeleri
sistematik bir şekilde tarikat oluşturma amacıyla ortaya çıkmışken Töton
Şövalyeleri bu amaçla oluşmamıştı. Fakat sonrasında kendilerindeki potansiyeli
fark edince, dönemin Alman krallarının da desteğiyle daha kurumsal bir yapıya
bürünmeye karar vermişlerdi. Nitekim bunda haklıydılar. Çünkü Tapınak
Şövalyeleri gibi büyük bir tarikat bile devletleşme yolunda onların kat ettiği
mesafeye ulaşamadı. Akka’nın düşmesinden sonra önce Macaristan’a sonrasında da
Prusya’ya yerleşen tarikat Baltık Haçlı Seferlerinin baş aktörü olmuştu.
Devletleştikten sonra bu başarısını çok fazla sürdüremeyen Tarikat 16. yüzyıl
başlarında bölge ülkelerinin kontrolüne girdi.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 24, 2018 |
Submission Date | September 27, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 1 Issue: 1 |
Articles published in Ortaçağ Araştırmaları Dergisi are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0). Ortaçağ Araştırmaları Dergisi provides immediate open-access to its content, reflecting its conviction in advancing global knowledge exchange. The opinions presented in the articles are the sole responsibility of their respective authors and do not present the view or opinions of Ortaçağ Araştırmaları Dergisi. Terms of Use & Privacy Policy