Hicri 2. asırdan itibaren iki yüzyıl, İslam düşüncesinin en hızlı gelişim gösterdiği bir dönemi içermektedir. Bu periyotta İslam düşüncesine katkıları olan birçok alim öne çıkmıştır. Bunlar arasında Ehl-i Rey’in lideri olarak kabul edilen Ebû Hanîfe’nin özel bir yeri bulunmaktadır. Onun bu konumu, sadece fıkhı sistemleştirmesi ve bunu rey merkezli olarak yapmasıyla ilgili değildir. Erken dönem tabakâtlarda, onun Ehl-i Rey oluşunun ifade edilmesinin hemen ardından Mürcie ile ilişkili olduğuna dair rivayetlere de yer verilmektedir. Bu durumun arka planında, yaşadığı dönem ve coğrafyanın sosyo-kültürel ve sosyo-politik şartlarının ciddi bir etkisi vardır. Onun Mürcie ile irtibatli olarak anılmasında Ehl-i Hadîs çevrelerin ciddi bir katkısı söz konusudur. Mihne sürecinde yaşananlar, sonrasında Hanefîlere olumsuz bir şekilde yansımıştır. Ehl-i Hadîs çevrelerinin Hanefîlere eleştirileri genellikle onların sembolik liderleri Ebû Hanîfe üzerinden olmuştur. Mihne sürecinin etkileri azalmaya başladıktan sonra, Ebû Hanîfe’ye olan sert duruşun yumuşamaya başladığı gözlenmektedir. Bu süreçten sonra o, Eş‘arî müelleflerce “Sünnî” çerçeve içerisinde değerlendirilmeye başlamıştır. Ebû Hanîfe-Mürcie ilişkisi günümüzde de tartışılmaya devam eden bir konudur. Konu batılı muasır araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Mezhebi aidiyetin ortaya çıkardığı ilgi sebebiyle Türkiye’de de konuya dair farklı tasavvurlar ortaya çıkmıştır.
Two centuries from the 2nd century of the Hijrī include a period in which Islamic thought developed the fastest. During this period, many scholars who contributed to Islamic thought came to the fore. Among them, Abū Ḥanīfa, who is accepted as the leader of the Ahl al-Ra’y, has a special place. This position of his is not just about his systematization of fiqh and his way of doing it in a ra’y-oriented way. In the early ṭabakāt, there are also rumors that he was related to Murji’a, right after he was stated to be Ahl al Ra’y. In the background of this situation, the socio-cultural and socio-political conditions of the period and geography in which he lived have a serious effect. The Ahl-i Ḥadīth circles have a significant contribution to the fact that he is mentioned in connection with Murji’a. After what happened during the miḥna process, it reflected negatively on the Ḥanafīs. The criticism of the Ahl-i Ḥadīth circles against the Ḥanafīs was generally through their symbolic leader, Abū Ḥanīfa. It is observed that the harsh stance towards Abū Ḥanīfa began to soften after the effects of the mihne process began to wane. After this process, it started to be evaluated within the framework of "Sunnī" by the Ashʿarite scholars. The relationship between Abū Ḥanīfa and Murji’a is an issue that continues to be discussed today. The subject has attracted the attention of western contemporary researchers. With interest revealed by the sense of belonging denomination, different considerations have emerged on the subject in Turkey.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 26, 2021 |
Submission Date | April 7, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 4 Issue: 1 |
Articles published in Ortaçağ Araştırmaları Dergisi are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0). Ortaçağ Araştırmaları Dergisi provides immediate open-access to its content, reflecting its conviction in advancing global knowledge exchange. The opinions presented in the articles are the sole responsibility of their respective authors and do not present the view or opinions of Ortaçağ Araştırmaları Dergisi. Terms of Use & Privacy Policy