Medeniyetler şehri olarak anılan Hatay ilinin merkezi Antakya, antik çağdan bu yana yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu kadim şehir aynı zamanda Hristiyanlığın önemli merkezlerinden bir tanesidir. St. Pierre Kilisesi’nin, Hz. İsa’nın on iki havarisinden biri olan Aziz Petrus’un ilk vaaz verdiği yer olduğuna ve mağarada cemaatin ilk kez “Hıristiyan” adını aldığına inanılmaktadır. Bu nedenle St. Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinmektedir. Antakya, stratejik konumu sebebiyle de Bizans İmparatorluğu’nun yanı sıra Orta Doğu ve Yakın Doğu’da kurulan devletlerin birçoğunun ele geçirmek için mücadele ettikleri bir şehir olmuştur. Öyle ki, Mısır’da hüküm süren Fâtımî Devleti’nin (909-1171) kumandanı Mencütekin et-Türkî’nin kuşatması karşısında Halep’te bulunan Ebû’l Fadâil Saîdüddevle ve naibi Lü’lü, Bizans imparatoruna gönderdikleri bir mektupta; “Halep alındığı zaman Antakya’da alınmış olur ve ne zaman Antakya alınırsa İstanbul da alınır” diyerek şehrin stratejik önemini vurgulamışlardır . Memlûkler için de Antakya’nın ele geçirilmesi, Mısır ve Şam bölgesindeki şehirlerin güvenliklerinin sağlanması ve kuzeyden gelecek saldırıların önlenebilmesi için önemliydi. Bu sebeple Memlûk ordusu Mayıs 1268’de Antakya şehrini fethederek Antakya Haçlı Prensliği’ne son vermiştir.
Medeniyetler şehri olarak anılan Hatay ilinin merkezi Antakya, antik çağdan bu yana yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu kadim şehir aynı zamanda Hristiyanlığın önemli merkezlerinden bir tanesidir. St. Pierre Kilisesi’nin, Hz. İsa’nın on iki havarisinden biri olan Aziz Petrus’un ilk vaaz verdiği yer olduğuna ve mağarada cemaatin ilk kez “Hıristiyan” adını aldığına inanılmaktadır. Bu nedenle St. Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinmektedir. Antakya, stratejik konumu sebebiyle de Bizans İmparatorluğu’nun yanı sıra Orta Doğu ve Yakın Doğu’da kurulan devletlerin birçoğunun ele geçirmek için mücadele ettikleri bir şehir olmuştur. Öyle ki, Mısır’da hüküm süren Fâtımî Devleti’nin (909-1171) kumandanı Mencütekin et-Türkî’nin kuşatması karşısında Halep’te bulunan Ebû’l Fadâil Saîdüddevle ve naibi Lü’lü, Bizans imparatoruna gönderdikleri bir mektupta; “Halep alındığı zaman Antakya’da alınmış olur ve ne zaman Antakya alınırsa İstanbul da alınır” diyerek şehrin stratejik önemini vurgulamışlardır . Memlûkler için de Antakya’nın ele geçirilmesi, Mısır ve Şam bölgesindeki şehirlerin güvenliklerinin sağlanması ve kuzeyden gelecek saldırıların önlenebilmesi için önemliydi. Bu sebeple Memlûk ordusu Mayıs 1268’de Antakya şehrini fethederek Antakya Haçlı Prensliği’ne son vermiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of Muslim Turkish Countries and Societies |
Journal Section | Kitap Tanıtım |
Authors | |
Publication Date | June 26, 2024 |
Submission Date | August 27, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 7 Issue: 1 |
Articles published in Ortaçağ Araştırmaları Dergisi are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0). Ortaçağ Araştırmaları Dergisi provides immediate open-access to its content, reflecting its conviction in advancing global knowledge exchange. The opinions presented in the articles are the sole responsibility of their respective authors and do not present the view or opinions of Ortaçağ Araştırmaları Dergisi. Terms of Use & Privacy Policy