Bu çalışmada, “tarihsel gelişim” ve “kurmaca” ilişkisi, Jaques Lacan’ın özne teorisi dikkate alınarak sorgulanmıştır. Amaç, kurmacanın toplumsal değişimle ilişkisini kuramsal bir çerçevede ortaya koymak ve metnin ön plana çıkan özelliklerini “dilin inşa”sı bağlamında çözümlemektir. Buna göre kurmacanın toplumsal olayların/otoritelerin etkisiyle değişime uğradığı ve her dönemin tipik özelliklerini taşıyan güdümlü bir deneyimin sonucunda ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Çalışmanın iddiasını desteklemek amacıyla dönemlerin karakteristik taraflarını yansıtabilecek iki metin (Oduncu ve Kızı, Felatun Bey ile Rakım Efendi) seçilmiştir. Dilin ve onun tarihsellikle olan bağı, Lacancı terminoloji ve örnek metinlerden kalkılarak irdelenmiştir.
Lacan, teorisini “dil” ve onun iktidarı üzerinden kurar. İktidar olarak dil, sözlü kültürden günümüze dek dönemlerin değişmez yasalarında farklı kılıklarla ortaya çıkar. Her dönem esasında “önceki”ini –bastırılmış olanı- de içerir, bastırılmış olan bir tehdit unsuru olarak ve aynı zamanda kaybedilmiş olanın (nesne kaybının) kazanılabileceği düşüncesiyle hareket eder. Buna göre sözlü kültürde yalın, ideal ve değişmez özelliklere sahip, hayalî bir dünyanın hikâye anlatıcısıyla karşılaşmak mümkündür. Toplumun doğayla bütünlük kurma isteği ve “birey”in daha keşfedilmemiş olması okura farklı bir kurmaca deneyimi sunar. Buna karşılık yazılı kültüre geçişle birlikte akılcı yasaların etkisiyle anlatı, dış gerçekliği “nedensellik” yasası temelinde temsil etmeye başlar. Bu yasaların toplum üzerinde tahakküm kurduğu, modern dönemde Batılı olma fikrinin kurmacaya da sızdığı ve dilin bu fikirlerin taşıyıcılığını üstlendiği söylenebilir. Postmodern dönemde ise gerçekliğe duyulan güvenin azaldığı, şüphenin arttığı ve yerleşik anlatı yasalarının askıya alındığı gözlemlenebilir. Özellikle 1950’li yıllardan sonra metinlerin akıldışı bir üslûpla köktenci bir biçimde bütün dil yasalarını reddettiği tespit edilebilir.
In this study, the relationship between "historical development" and "fiction" of the reinterpreted world has been questioned by considering Jaques Lacan's theory of the subject. The aim is to reveal the relationship of fiction with social change in a theoretical framework and to analyze the prominent features of the text in the context of "construction of language". Accordingly, it has been determined that fiction has undergone changes under the influence of social events/authorities and emerged as a result of a guided experience that has the typical characteristics of each period. In order to support the claim of the study, two texts (Oduncu ve Kızı, Felatun Bey and Rakım Efendi) that can reflect the characteristic aspects of the periods were selected. Language and its connection with historicity have been examined based on Lacanian terminology and sample texts.
Lacan builds his theory on "language" and its power. Language as a power emerges in different guises in the unchanging laws of the periods from oral culture to the present day. Each period essentially includes its “previous” – the repressed – acting as a threat to the repressed and at the same time with the thought that what has been lost (loss of object) can be regained. Accordingly, it is possible to encounter a storyteller of an imaginary world with simple, ideal and unchanging features in oral culture. The society's desire to integrate with nature and the fact that the "individual" has not been discovered yet offers the reader a different fictional experience. On the other hand, with the transition to written culture, with the effect of rational laws, the narrative begins to represent external reality on the basis of the law of "causality". It can be said that these laws dominate the society, the idea of being Western in the modern era has also infiltrated into fiction, and the language has assumed the carrier of these ideas. In the postmodern period, it can be observed that the trust in reality has decreased, the suspicion has increased and the established narrative laws have been suspended. Especially after the 1950s, it can be determined that the texts radically rejected all language laws with an irrational style.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Acceptance Date | June 27, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 4 Issue: 1 |