Yabancı dil öğretiminde istendik başarıya ulaşılamamasının nedenleri arasında uygulanan klasik yöntemlerin yanında seçili metinlerin öğrenenlerin yaratıcılığına ve öğrenilenlerin içselleştirilmesine yeterince olanak vermemeleri önemli yer tutmaktadır. Bu sorunun giderilmesi ve dil öğreniminde başarının arttırılabilmesinde özellikle 1960’dan sonra belirginleşen okuru önemseyen ‘alımlama estetiği’ önemli rol oynamıştır. Zira bu yeni anlayış yabancı dil öğretimini de etkilemiş ve öğrenen merkezli alternatif yöntemlerin doğmasına ve gelişimine dayanak oluşturmuştur. Öğrenen merkezli alternatif yöntemler ve seçilen yaşama dair sorunları içeren yazınsallar öğrenenlerin yaratıcılığını artırdığı için öğrenilenlerin kalıcı hale gelmesini de etkinleştirmiştir. Yaşamı öğretim ortamına taşıyan özgün metinlerle yardımıyla öğrenciler hem kendi dünyaları, hem de yaşamdan oluşturduğu ekin bilgileri aracılığıyla yarattıkları imgeleri eyleme dönüştürürler ve eğitim çıktılarını gerçekleştirirler. Bu çözümlemelerde psikodaram ve sosyodrama yaklaşımları ile üretime dayalı alternatif yöntemler arasında öğrenenin (öğrencinin) etkileşimini, yaratıcılığını, doğaçlama yetisini ve eylemselligini önceleyen koşutluklar bulunduğu görülür. Psiko ve sosyodrama etkisiyle örülmüş alternatif ‘terapik yaklaşımlar ve yöntemler’ öğrencinin metinle diyaloga girmesini, beklenti ufkunu ve estetik algısını geliştirmesini kolaylaştırır. Yeni bilgiler “eylemsellik” sayesinde yaşantı ürünü haline dönüşür ve kalıcılıkları sağlanır. Bu çalışmada ayrıca dil öğretiminde ötelenen duyup-anlama ve konuşma becerilerinin eksikliğinin teatral teknik yansımalarını içeren kukla ve maske oyunları ile nasıl giderilebileceği ortaya konmuştur.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | İçindekiler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 33 Sayı: 2 |