Dil politikalarının uygulayıcısı ve muhatabı genellikle hükümetler ve bu hükümetlerin politikaları ile ilişkilidir. Modernleşme sürecine giren ülkelerde hükümetler ya da gücü elinde bulunduran karar alıcılar yalnızca dış ve iç politika üretmez aynı zamanda toplumun hayatını etkileyecek kültürel politikalar da üretirler. Bu politikalar kılık kıyafetten, yaşam biçimine, evlilik akdinin uygulanış yöntemlerinden, soyadı kullanımına kadar çeşitli alanlarda olduğu gibi devletin topluma müdahale etmesi, halkı yönlendirerek bir program çizmesi beklenir. Dil ve belirli bir topluluğun yazdığı dilin nasıl olması gerektiği soruları her ulusal inşa sürecine giren toplum tarafından sorulan ve cevabı aranan bir olgudur. Türk milleti de Osmanlı’dan Cumhuriyete modernleşme sürecinin başından itibaren dilin tanzim edilmesi, en uygun alfabe, ölçünlü dil ve dilin standardizasyonu ile ilgili reform hareketlerine girişmiştir. Bu çabalar kimi zaman bireysel ve belirli bir edebi topluluğun çabaları ile devam etmiş, bazı durumlarda ise Türk modernleşmesinin yukarıdan indirgemeci olan doğası gereği bizzat devlet eliyle dile müdahaleler yapıldığı görülmektedir. Bu müdahaleler yalnızca yeni kurulan Cumhuriyet Döneminde yapılmamış, süreç bir süreklilik arz etmiş ve Osmanlı’dan başlayarak Cumhuriyet döneminin kültürel reformlarının en önemlilerinden biri olarak “Türk Dil Devrimi” ve “Harf İnkılabına” doğru evirilmiştir. Tanzimat döneminin Türk modernleşmesinin henüz kurumsal bir modernleşmeye dönüşmemesinin de etkisiyle mevcut politik ortamı her konu hakkında tartışabilme ve farklı görüşleri öne sürme olanağı vermiştir. Dil açısından tartışmalı konulardan sayılabilecek konuşulan ve yazılan dilin ismi meselesi bu görece özgürlük ortamında çeşitli görüşlerin ve yönelimlerin ortaya konulmasını sağlamıştır. Yaşanan tartışmalar 1. Meşrutiyet’in ilanı ile kademeli olarak kurumsallaşan dil politikasının Milli Edebiyat ile birlikte yazılan dilin adının Türkçe olduğu üzerinde anlaşma sağlanması ile sona ermiştir. Bu noktada Tanzimat döneminde politik tercihlerin ve yönelimlerin Osmanlı entelektüelleri arasında konuşulan ve yazılan dile bakış açısını da etkilediği görülmektedir. Bu makalede dilde reform arayışları ve dil politikalarının Osmanlı Döneminde Tanzimat’tan 2. Meşrutiyet’e geçirdiği değişim ve dönüşümlere odaklanılarak Osmanlı Devleti’nin son döneminde farklı yapıların ve aydınların dil politikalarına bakışları daha bütüncül bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır.
Turkish Ottoman Language Tanzimat Standardization Language Simplification
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 1 |