Ruhsal bozukluklar sık görülen, kronikleşebilen, yeti kaybıyla sonuçlanabilen, zor fark edilebilen ve bu nedenle tedavi edilemeyerek toplumsal maliyetlerini arttıran hastalıklar olması nedeniyle öncelikle değerlendirilmelidir. Bu sebeplerle ruhsal bozukluklar önemli bir halk sağlığı sorunudur. Çalışmada, ruhsal bozukluklar açısından riskli ve üretkenliğin yüksek olduğu bir grup olan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi öğrencileri ve Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi personellerinin herhangi bir ruhsal bozukluk yaşama şüphesi açısından değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışma, Eylül 2021-Mart 2022 tarihlerinde 1425 kişi üzerinde yapılan kesitsel bir araştırmadır. Kullanılan anket formun birinci bölümü bazı sosyodemografik özellikleri ve ruhsal bozukluk yaşama şüphesiyle ilişkili bazı değişkenleri, ikinci bölümü Öz Bildirim Ölçeği (ÖBÖ-20) sorularını içermektedir. Katılımcıların yaşları ortalama 26,04 ± 8,04 olup %53,20’si kadın idi. Çalışmamızda herhangi bir ruhsal bozukluğa sahip olma şüphesi sıklığı %56,9 bulundu. ÖBÖ-20’den alınan puanlar ortalama 7,16 ± 5,11 idi. Regresyon analizinde herhangi bir ruhsal bozukluğa sahip olma riskinin aile gelir durumu orta ve kötü olanlarda, iyi olanlara kıyasla 1,65 ve 3,39; hayatını etkileyen büyük bir travma yaşayanlarda, yaşamayanlara göre 1,92; aldığı sosyal desteği yeterli bulmayanlarda, bulanlara göre 2,48 kat arttığı saptandı. Bu çalışma sonucunda katılımcıların herhangi bir ruhsal bozukluğa sahip olma şüphesi sıklığının orta düzeyde olduğu ve bu sıklığı etkileyen birçok faktör olduğu saptandı.
Mental disorders are common, can become chronic or result in disability. In addition, they can increase their social costs by not being treated because they are difficult to notice. For these reasons, mental disorders are an important public health problem. In the study, it was aimed to evaluate the students of Eskişehir Osmangazi University (ESOGU) Faculty of Medicine and the staff of the University Hospital, who are at risk for mental disorders, in terms of the suspicion of having a mental disorder. The study is a cross-sectional study conducted on 1425 people between September 2021 - March 2022. The first part of the questionnaire includes sociodemographic characteristics and the variables related to the suspicion of having a mental disorder, the second part includes the Self-Report Scale (SRQ-20) questions. The mean age of the participants was 26.04 ± 8.04, and 53.2% of them were women. In our study, the suspicion of having a mental disorder was found to be 56.9%. The mean scores from the SRQ-20 were 7.16 ± 5.11. It was determined that the risk of having a mental disorder was 1.645 and 3.386 times higher in those with moderate and poor family income; 1,922 times more for those who have experienced a life-affirming trauma; 2,484 times more for those who did not find the social support they received sufficient. As a result of this study, it was determined that the frequency of suspicion of having a mental disorder was moderate and there were many factors affecting this.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Koruyucu Sağlık Hizmetleri, Sağlığın Geliştirilmesi, Halk Sağlığı (Diğer) |
Bölüm | ORİJİNAL MAKALELER / ORIGINAL ARTICLES |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 45 Sayı: 6 |