City councils are structures, which were founded to ensure participative local democracy and to function properly, allowing citizens to participate in decision-making mechanism mostly through civil society organisations. City councils, which were based on the program of “Local Agenda 21”, could not participate in the administration of cities, and thus were not so efficient to realize the concept of local governance, though there are exceptions. It is thought that this situation stems from the fact that the culture of participative democracy did not develop sufficiently in Turkey and the capacity of the civil society is insufficient in general. On the other hand, it is evident that there are some problems in the relations between city councils and local authorities. It seems that, municipalities, which provide the city councils with the funds from the budget being formed with the taxes of the citizens, do not welcome the critics that they receive from the city councils. In many countries, especially in Europe, organisations similar to the city councils in Turkey, are supported through various funds provided by statutory bodies, especially local authorities. However, the mentioned organisations can sign a “Compact” with the local authorities, from which they receive funds, in order not that their independence is undermined due to these financial funds. In our research, in which we studied the factors that affect the cooperation between local authorities and civil society organisations, the Borough of Hackney in London was analysed as in-depth case study. It was seen that the mentioned “Compact” played an eminent role in ensuring the independence of the civil society organisations. It is supposed that a similar contract might contribute to defining the relations between local authorities and city councils and to the proper functioning of the city councils as independent from the statutory bodies from which they receive financial funds.
Kent konseyleri; katılımcı yerel demokrasinin tesis edilmesi ve sağlıklı bir şekilde işlemesi amacıyla ihdas edilmiş, vatandaşların çoğunlukla sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla karar alma mekanizmalarına dâhil edilmesine imkân tanıyan yapılardır. Yerel Gündem 21 Programı’yla temelleri atılan kent konseyleri, istisnaları olmakla beraber, henüz arzu edilen düzeyde kentlerin yönetimine katılamamış, dolayısıyla yerel yönetişim kavramının içini dolduracak kadar etkili olamamıştır. Bu tablonun, Türkiye’de katılımcı demokrasi kültürünün yeterince gelişmemiş olması ve sivil toplumun genel itibariyle kapasitesinin yeterli olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Öte yandan, kent konseyleri ve yerel yönetimler arasındaki ilişkilerde çeşitli sorunların yaşandığı da aşikârdır. Kent konseylerine, hemşehrilerin vergileriyle vücut bulan belediye bütçesinden kaynak aktaran belediyeler, kent konseylerinin kendilerine yönelttikleri eleştirileri müsamaha ile karşılamadıkları görülmektedir. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok yerinde kent konseylerine benzer yapılar başta yerel yönetimler olmak üzere kamu kurumları tarafından çeşitli fonlar yoluyla desteklenmektedir. Ancak, söz konusu yapılar, yerel yönetimler ve kamu kurumlarından gelen mali yardımların bağımsızlıklarına halel getirmemesi gayesiyle, mali yardım aldıkları yerel yönetimlerle “ilkeler sözleşmesi” imzalayabilmektedirler. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini etkileyen faktörlerin araştırıldığı ve Londra’nın Hackney Belediyesi’nin derinlemesine vaka olarak incelendiği araştırmamızda söz konusu ilkeler sözleşmesinin sivil toplum kuruluşlarının bağımsızlığının teminat altına alınmasında önemli bir rol oynadığı görülmüştür. Benzer bir sözleşmenin, yerel yönetimler ve kent konseyleri arasındaki ilişkilerin tanımlanmasına ve kent konseylerinin kendilerine mali kaynak sağlayan kurumlardan bağımsız bir şekilde faaliyetlerini sürdürebilmelerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 11 Special Issue: 2 |