İslam’dan önce Arabistan yarımadasında yaşayan insanların genelinin putperest olduğu bilinmektedir. Yarımadanın bazı bölümlerinde ise ilahi menşeli dinlerin etki ve izlerinin olduğu da görülmektedir. Bu ilahi dinlerden Yahudilik ve Hıristiyanlık ile ilahî dinler kapsamında olmayan Mecusîliğin de Miladi dördüncü yüzyıldan itibaren İslam’ın gelişine kadar yarımada üzerinde önemli dini ve siyasi olaylara sebebiyet verdikleri söylenmektedir. Bu dönemde Doğu Roma/Bizans-Sâsânî, Habeşistan-Yemen, Yemen-Mekke, Yemen-Sâsânî, Hîre-Gassânî, Gassânî-Bizans gibi yarımada sınırları içinde ve dışında yaşayan etnik unsurların birbirleriyle dini düşünce temelli savaşlarına rastlanmaktadır. Aynı şekilde Mekke’deki Arap kabilelerinin de Kâbe’yi ve şehir yönetimini ele geçirmek için savaş ve mücadelelerine şahit olunmaktadır. İşte biz, bu olay ve hadiselerin içerdikleri dini düşünceden dolayı cahiliye Araplarının Yahudilik, Hıristiyanlık ve Mecûsîlik gibi dinleri bileceklerini, onlara inanmasalar da olgusal/varlıksal olarak evrende bir din, bu dinin sahibi olan bir Allah ve tebliğcisi olan bir peygamber inancını bilebilecek durumda olduklarını değerlendirmekteyiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Submission Date | May 4, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 7 Issue: 1 |