İctihâdın; İslam hukukunun dinamikliğini sağlayan, Kur’an ve sünnetin temel ilkelerine uygun olarak bütün zaman, mekân ve şartlara göre çözüm üreten bir sistem olduğu ortadadır. Buna binaen âlimlerin cumhuru ictihâd kapısının kıyamete kadar açık olduğunu savunmuş, bir kısım âlimler ise müctehid olabilme şartlarını daha esnek haline getirmeye çalışmış hatta geçmişe göre günümüzde ictihâdın daha kolay olduğunu ileriye sürenler bile olmuştur. Bunlara karşın bazı âlimler müctehid olabilmenin şartlarını zorlaştırmış, bazıları imkânsız hale getirmiş hatta bazıları da ictihâd kapısının kapandığını iddia etmiştir. Çağdaş Afgan fakîhi Muhammed Musa Tevânâ (ö. 2006) da bu tartışmayı ele alıp orta bir yol bulmaya çalışmıştır. Bir yandan ictihâdın kıyamete kadar devam edeceğini, devam etmesinin de gerekli olduğunu savunurken diğer yandan bunun herkesin yapabileceği bir şey de olmadığını açıklamaktadır. Bu makalede Tevânâ’nın, ictihâdın şartları, ictihâd kapısının kapandığı, musavvibe-muhattıe, ictihâdın bölünebilirliği ve ictihâdın nakzı meselelerine ilişkin görüşlerini ele alacağız, yer yer klasik Hanefîlerin görüşleri ile mukayese etmeye çalışacağız.
Makale 2009 yılında Prof. Dr. Ahmet YAMAN'ın danışmanlığında hazırladığım yüksek lisans seminerin gözden geçermiş şeklidir. Saygılarımla
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Submission Date | May 7, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 7 Issue: 1 |