Tahkim uyuşmazlık çözüm yolunun özü, zorunlu tahkim bir kenara bırakılırsa, taraf iradelerine dayanmaktadır. Dolayısıyla geçerli bir tahkim sözleşmesinden bahsedebilmek için, tarafların uyuşmazlıklarını hakem eliyle çözme konusunda karşılıklı ve birbiriyle uyumlu iradelerinin varlığı zorunlu unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde oldukça yaygın olarak kullanılan tahkim uyuşmazlık çözüm yolu bakımından önemli bir sorun, tarafların tahkim iradelerinin açık ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde kesin olması yönündeki içtihat ve doktrin görüşleri kapsamında, uzun bir yargılama süreci sonunda hakem kararlarının kolayca iptal edilebiliyor olmasıdır. Yine tarafların tahkim iradesi bakımından geçersizlik sebebi olarak kullanılan diğer bir durum da asimetrik tahkim kayıtlarında ortaya çıkmaktadır. Çalışmamızda öncelikle tarafların tahkim iradelerinin yorumu ve asimetrik tahkim sözleşmeleri hakkındaki Yargıtay kararları ve doktrindeki görüşler incelenecektir. Konuya ilişkin yargı kararları incelendiğinde, taraflarca yapılan tahkim sözleşmelerinde özellikle mahkemeler ile tahkim uyuşmazlık çözüm yolunun birlikte yetkilendirildiği durumlar ile asimetrik tahkim kayıtlarının geçersiz kabul edildiği görülmektedir. Söz konusu yargı kararlarında bu geçersizlik sonucuna ulaşılırken, belirttiğimiz bu iki durumda da tarafların tahkim iradesinin açık ve kesin olmadığı gerekçesine dayanılmaktadır. Ulaşılan bu çıkarımın sonucu ise ya verilen hakem kararının iptali ya da konu önce yargıya taşınmışsa tahkim ilk itirazının reddi şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan Türk hukuk doktrininin ikiye ayrıldığı görülmektedir. Çoğunlukta yer alan ilk gurup mahkeme ve tahkim konusunda yetkiyi paralel şekilde düzenleyen sözleşmelerin tahkim bakımından geçersiz olduğunu kabul ederken, diğer yazalar ise bu tahkim sözleşmelerinin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Çalışmamızın devamında ise asıl çalışma konumuzu oluşturan BAM kararı yapmış olduğumuz içtihat ve doktrin incelemeleri de dikkate alınarak değerlendirilmeye çalışılacak ve yargı kararlarına esas alınan ilkelerin yerindeliği ve günümüz dünyasına uygun olup olmadığı soruları yanıtlanmaya çalışılacaktır.
Leaving compulsory arbitration aside, the essence of arbitration as a means of resolving a dispute involves the consent of both parties. Consequently, in order to be able to talk about a valid arbitration agreement, having reciprocal and informed consent of the parties for resolving a dispute by means of arbitration appears to be a necessary element. One important issue faced in contemporary arbitration, which is widely used as a means of dispute resolution, is that arbitral decisions can be annulled in light of jurisprudence and doctrinal opinions after a lengthy judicial process. Another issue that is relied upon as a reason for invaliding the consent to apply to arbitration arises out of asymmetrical arbitral clauses. When examining the judicial decisions on this subject, clauses in the arbitration agreements between the parties, especially cases where courts and arbitration are jointly authorized to resolve a dispute, as well as in asymmetric arbitration, are observed to be considered invalid. In order to reach this conclusion in the relevant jurisprudence, the justification is based on the argument that the consent of the parties is neither clear nor precise in both aforementioned cases. The result of this inference is either the annulment of the arbitral award or the rejection of the first objection to arbitration when the issue is initially brought before a judicial organ. Turkish legal doctrine can be observed to be divided between two approaches. While the first group, which constitutes the majority opinion, concurs that the agreements regulating the parallel competence of courts and arbitration are invalid in terms of arbitration, the second group of authors accepts that these arbitration agreements are to be considered valid. This paper will firstly examine the judgements of the Court of Cassation and the doctrinal opinions concerning the parties’ consent to submit to arbitration and asymmetrical arbitral clauses. Subsequently and in light of the examined jurisprudence and doctrinal opinions, the paper will attempt to respond to the appropriateness of the Reginol Court of Appeal judgement, which constitutes the subject matter of this work, and question it’s conformity to the contemporary world.
Arbitration Asymmetrical Arbitration Parallel Jurisdiction Agreements Consent to Arbitration Interpretation of Will
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | May 22, 2023 |
Publication Date | July 19, 2023 |
Submission Date | November 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 43 Issue: 1 |