İspanyol edebiyatında polisiye roman, diğer ülke edebiyatlarında olduğu gibi erkek yazarların kaleminden doğar ve erkek bakış açısıyla gelişimini sürdürür. XX. yüzyılın ortalarında tam anlamıyla edebiyat dünyasında tanınırlık kazanır. 1970’li yıllarda önce siyasi bir kimlikle varlık gösterir. 1975 yılında Franco’nun ölümünün ardından kadın yazarlar da polisiye roman türünde eserler vermeye başlarlar. 1980’li yıllarda feminist hareketin İspanya’da etkinliğini arttırmasıyla birlikte polisiye roman türünün cinsiyetçi yapısı kadın yazarlar tarafından kurgulanan kadın dedektiflerle kırılmaya başlar. Bu çalışma, İspanyol yazar Dolores Redondo tarafından 2013-2014 yılları arasında yazılan Baztán Üçlemesi üzerinden polisiye roman türünün süregelen cinsiyetçi yapısının kırılma noktalarını incelemektedir. El Guardián Invisible (2013), Legado en los Huesos (2013) ve Ofrenda a la Tormenta (2014) romanlarından oluşan Baztán Üçlemesi, Bask mitolojik figürleriyle beslenerek kurgulanır. Üçlemenin kahramanı kadın dedektif Amaia Salazar, Bask mitolojisindeki dişi tanrıça Mari/Maya ile özdeşleştirilir. Bu özdeşleşimin yanı sıra anne rahmine dönüşe işaret eden mağara, orman ve nehir alegorileri anlatı boyunca tekrarlanır. Kültürel ekofeminist bir yaklaşımla Batı düşünce sisteminin temelini oluşturan ikilikler ağındaki değerler sorgulamaya açılır. Kadın ve doğa arasında kurulan bağ onaylanarak kadının doğaya benzeşimi annelik üzerinden yüceltilir. Anaerkilliğe işaret edilerek toprak ana metaforu canlandırılır ve kadın kimliği yeniden tanımlanır. Böylece kurgulanan kadın dedektif üzerinden İspanyol edebiyatında polisiye romanın süregelen cinsiyetçi yapısı kırılır ve tür, yeniden yazıma uğrar.
Detective novel in Spanish literature arises from the pen of the male writers as in other countries’ literatures and continues to develop from a male gaze. In the middle of the XXth century it gains proper recognition in the literary world. In the 1970s it first appears with a political identity. After the death of Franco in 1975 female writers also begin to write detective novels. In the 1980s with the feminist movement’s gaining momentum in Spain, the sexist structure of detective novel begins to be broken with female detectives created by the female writers. This study examines the breaking points of the ongoing sexist structure of the detective novel genre through the Baztán Trilogy written by Dolores Redondo between 2013-2014. The construction of the Baztán Trilogy, composed of The Invisible Guardian (2013), The Legacy of the Bones (2013) and Offering to the Storm (2014), is nurtured by Basque mythological figures. The protagonist of the trilogy, female detective Amaia Salazar, is identified with the female goddess Mari/Maya of the Basque mythology. In addition to this identification some allegories such as forest, river and cave which point to return to the mother’s womb are repeated throughout the narrative. The components of dualities that form the basis of the Western thought undergo a questioning through cultural ecofeminist approach. Affirming the connection established between woman and nature, the affinity of woman with nature is glorified through motherhood. By pointing to matriarchy, metaphor of mother earth is animated and female identity is redefined. Thus, the ongoing sexist structure of the detective novel in Spanish literature is subverted through the fictional female detective and the genre undergoes a rewriting.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | World languages, cultures and litertures |
Authors | |
Publication Date | June 21, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 23 |