Bu çalışmada Cahiliye Dönemi toplumsal yapısını İbn Haldun’un düşünceleri üzerinden değerlendirmek amaçlanmıştır. Yöntem olarak literatür taramasının tercih edildiği bu çalışmada İbn Haldun’un Kitabü’l-İber adlı eseri üzerinden Cahiliye dönemi toplumsal yapısı sosyolojik açıdan değerlendirilmiştir. Kitabü’l-İber‘in giriş bölümü olan Mukaddime ve ikinci bölümünde yer alan siyer anlatımı referans alınmıştır. Buna göre İbn Haldun’un düşüncesinde merkezî öneme sahip “asabiyet” ve onu temellendirirken öne çıkardığı “bedevîlik” ve “hadarîlik” kavramları Cahiliye Dönemi toplumsal yapısını açıklar niteliktedir. Siyer bölümündeki anlatımlar da asabiyet temelinde kurulmuş Cahiliye Dönemi toplumunun gündelik hayatından örnekler içermektedir. Asabiyet, Cahiliye Dönemi’nin birçok alanda görülen parçalanmış ve dağınık toplum düzenini yeniden sağlama mekanizmasıdır. Yaşam kaynaklarının kısıtlı olduğu bir coğrafyada insanların istek ve arzularına ulaşması için mücadele ruhunu diri tutan da asabiyettir. Asabiyetin varlık gösterdiği toplum düzeni de öncelikle bedevîlik, daha sonra da hadarîliktir. Sonuç olarak, İbn Haldun’un düşüncesinde Cahiliye ve asabiyet kavramları, onun toplumsal değişim ve medeniyet teorisinde önemlidir. Cahiliye Dönemi, İslam öncesi Arap toplumlarının kültürel ve sosyal düzenini, asabiyet de kabile dayanışmasını ve bireyler arasındaki sosyal bağları temsil eder. İbn Haldun bu iki kavramı birbiriyle ilişkilendirerek toplumların yükseliş ve çöküş süreçlerini açıklamada kullanmıştır.
This study aims to evaluate the social structure of the Jāhiliyya Period through the lens of Ibn Khaldun’s ideas. This study employs a literature review method to analyze the social structure of the Jāhiliyya Period sociologically through Ibn Khaldun’s Kitab al-Ibar. The analysis draws on the Muqaddimah, the introductory section of Kitab al-Ibar, and the second chapter, which includes accounts of the Prophet’s life (sīrah). In Ibn Khaldun’s thought, key concepts such as “asabiyyah” (group solidarity), along with the foundational notions of “bedouin” (nomadic life) and “hadarī” (settled life), are central to understanding the social structure of the Jāhiliyya Period. The sīrah accounts also provide examples from the daily lives of Jāhiliyya society, which was built on the principle of asabiyyah. Asabiyyah served as a mechanism to restore order within the fragmented and disorganized societal structure of the Jāhiliyya Period. In a region with limited resources, asabiyyah also kept alive the spirit of struggle, enabling individuals to pursue their desires and goals. The social order shaped by asabiyyah initially manifested in the bedouin way of life, later transitioning to the hadarī stage. In conclusion, the concepts of Jāhiliyya and asabiyyah hold significant importance in Ibn Khaldun’s theory of social change and civilization. The Jāhiliyya Period represents the cultural and social order of pre-Islamic Arab societies, while asabiyyah symbolizes tribal solidarity and the social bonds among individuals. By linking these two concepts, Ibn Khaldun used them to explain the processes of societal rise and decline.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of The Social Sciences |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2024 |
Submission Date | October 16, 2024 |
Acceptance Date | December 8, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: Cahiliye Özel Sayısı |