The doctrine of election which consisted around the concepts “chosen people, holy nation, people of God, children of God” in the Jewish tradition has been the basic arguments of both Jewish and Christian histories and theologies. According to this doctrine which is expressed as “amm hanivhar” i.e. “chosen people” in Hebrew, Israelites were chosen by the Lord Jahveh as vicegerent of Him on Earth with the covenant that was constituted through the Prophet Moses on Mount Sinai. Beginning with the ancestor of mankind, Adam and respectively with Noah, Abraham and Isaac, came into existence with Moses, the last ring of the chain of chosenness, has been mentioned widely in the Rabbinic literature afterwards With the responsibility given by being a chosen nation, Israelites have to warn other people on Earth by the word of God and lead them to the right way. For, being a chosen nation is not a privilege or a superiority in the aspect of Israelites, on the contrary, is a responsibility or a heavy burden. Provided that they fulfilled this responsibility successfully, they are going to achieve the right of having a superiority and privilege in the view of the Lord Jahveh as a gift. Justin Martyr claimed that the Jews lost this privilege because of their sinfulness, defiance and ingratitude and that this privilege passed to the Christians thanks to Jesus Christ who sacrificed himself on the Cross for the good of mankind.
Yahudi geleneğinde “seçilmiş halk, kutsal kavim, Tanrı’nın halkı, Tanrı’nın çocukları” gibi kavramlar çerçevesinde şekillenen seçilmişlik doktrini, hem Yahudi hem de Hıristiyan tarihi ve teolojisinin temel argümanlarından biri olagelmiştir. İbranca’da “amm hanivhar” yani “seçilmiş halk” olarak ifade edilen bu doktrine göre İsrailoğulları Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcileri olarak bizzat Tanrı tarafından Sina Dağı’nda Hz. Musa aracılığıyla yapılan ahitleşme sonucu Tanrı’nın seçilmiş kavmi olmuşlardır. Tarih boyunca İsrailoğulları’nın bu seçilmişlik iddialarını eleştirenler olmuştur. Onların başında yaklaşık olarak 100-165 yılları arasında yaşamış olan Kilise Babası ve apolojist Justin Martyr gelmektedir. Justin Martyr günahkarlıklarından, Yahudilerin bu imtiyazı kaybettiklerini ve bu imtiyazın çarmıhta insanlığın iyiliği için kendini feda eden İsa Mesih’le birlikte artık Hıristiyanlara geçtiğini savunmuştur. isyankarlıklarından ve nankörlüklerinden dolayıTarih boyunca İsrailoğulları’nın bu seçilmişlik iddialarını eleştirenler olmuştur. Onların başında yaklaşık olarak 100-165 yılları arasında yaşamış olan Kilise Babası ve apolojist Justin Martyr gelmektedir. Justin Martyr günahkarlıklarından, isyankarlıklarından ve nankörlüklerinden dolayı Yahudilerin bu imtiyazı kaybettiklerini ve bu imtiyazın çarmıhta insanlığın iyiliği için kendini feda eden İsa Mesih’le birlikte artık Hıristiyanlara geçtiğini savunmuştur
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 38 |