One of the prominent scientists of the XVII. century is Kâtip Çelebi. The manuscript work was written in the 17th century. This century was a period of significant political, cultural and social changes in the Ottoman Empire. Also in this century, the borders of the state expanded and trade and cultural interactions increased. Kâtip Çelebi's book Tuhfetu'l-Ahyâr fi'l-Hikem ve'l-Emsâl ve'l-Eş'âr also stands out in terms of reflecting the literary, political and historical richness of this dynamic period in many areas. At the same time, this work is not only a reflection of the broad intellectual world of the Ottoman Empire, but also an important window showing the intellectual diversity and richness of the period. The work has a special value in terms of being written based on different regions and cultural elements of the Ottoman Empire. . Kâtip Çelebi lived between 1609-1657 and produced many works in various fields, especially history and geography. Among them, “Tuhfetu'l Ahyâr”, written in a didactic style, is a kind of encyclopedic type of manuscript. This manuscript by Kâtip Çelebi is an intriguing treasure as it conveys some of the rich cultural heritage of the Ottoman Empire to the present day. Also, it is not just a book, but also a crossroads where different languages and thoughts meet. As Kâtip Çelebi herself stated, he brought together in this work rare information and examples that have not been mentioned in any work before. Although there are two copies of the manuscript, it consists of 565 pages. Although the language in which it is written is Arabic, some poems, proverbs and wise words are presented, and Turkish and Persian are also included depending on the situation. . The Süleymaniye Library Esad Efendi copy of the work consists of the author's line. The other copy is in Egypt. In this study, the Istanbul copy will be taken as basis. The copy in Egypt will be discussed comparatively in another study. The main factor in writing the article was that no detailed study had been carried out on the work yet. In this study, some proverbs and wise sayings in “Tuhfetu'l Ahyar” will be presented in Arabic or Persian originals and in Ottoman form, and then the translations and the meanings of strange words, if any, will be given. Then, a brief comment will be included to clarify and understand the subject. First of all, the proverbs in the work will be presented, and then the words of wisdom will be presented. Parables, which can be expressed as proverbs, are one of the important literary genres in terms of emerging from the centuries-long experiences of societies. Proverbs may show some differences depending on the religion, language, tradition, geography and history of societies. Even these different expressions have a special value in terms of reflecting cultural values. In addition, it has a very remarkable feature with the literary arts it contains when used in prose and speeches. The word “wisdom” expresses the same meaning as the proverb in that it is a concise and meaningful word. However, wisdom is words that are in line with the truth and have been meditated on. Other than this, there are other differences between them. While it is about providing evidence in the parable, it is more about giving advice, taking lessons, admonishing and teaching in wisdom. Moreover, while proverbs are words spoken by any person, wisdoms consist of the words and thoughts of wise people and philosophers. Again, wise words can contain longer sentences. In the study, not all wise words and proverbs in the work will be included within the limits of the article. For this reason, only certain examples will be selected and presented to the attention of the scientific and literary world. It will provide those who will carry out in-depth studies in the future with the opportunity to take a closer look at Kâtip Çelebi's thoughts and the spirit of the period in which he lived.
Tuhfetu’l-Ahyâr fi’l-Hikem ve’l-Emsâl ve’l-Eş’âr Kâtip Çelebi Hacı Halife Arabic expression parable wise word.
XVII. yüzyılın öne çıkan bilim adamlarından birisi Kâtip Çelebi’dir. El yazması olan eser XVII. Yüzyılda kaleme alınmıştır. Bu asır, Osmanlı Devleti’nde önemli siyasi, kültürel ve sosyal değişimlerin yaşadığı bir dönemdir. Yine bu asırda devletin sınırları genişlemiş, ticaret ve kültürel etkileşimler artmıştır. Kâtip Çelebi'nin Tuhfetu’l-Ahyâr fi’l-Hikem ve’l-Emsâl ve’l-Eş’âr kitabı da bu dinamik dönemin pek çok alandaki edebî, siyasi, tarihî zenginliğini yansıtması açısından öne çıkmaktadır. Aynı zamanda bu eser, Osmanlı Devleti’nin geniş entelektüel dünyasının yansıması olmakla kalmaz, dönemin fikrî çeşitliliğini ve zenginliğini gösteren önemli bir penceresidir. Eser Osmanlı Devleti’nin farklı bölgelerinden ve kültürel unsurlardan hareketle kaleme alınması açısından ayrı bir değere sahiptir. Kâtip Çelebi, 1609-1657 yılları arasında yaşamış başta tarih ve coğrafya olmak üzere çeşitli sahalarda çok sayıda eser vermiştir. Bunlardan didaktik türde yazılan “Tuhfetu’l- Ahyâr”, bir nevi ansiklopedik türde el yazması bir eserdir. Kâtip Çelebi'nin bu el yazması, Osmanlı Devleti’nin zengin kültürel mirasının bir kısmını günümüze aktarması açısından ilgi uyandıran bir hazinedir. Yine o, sadece bir kitap değil, aynı zamanda farklı dillerin ve düşüncelerin buluştuğu bir kavşaktır. Kâtip Çelebi bizzat kendisinin belirttiği üzere daha önce hiçbir eserde geçmemiş olan nadir bilgileri ve örneklerini bu eserde bir araya getirmiştir. El yazması olan eserin, iki nüshası olmakla beraber 565 varaktan oluşmaktadır. Yazıldığı dil Arapça olmakla beraber bazı şiirler, meseller ve hikmetli sözler takdim edilirken duruma göre Türkçeye ve Farsçaya da yer verilmiştir. Eserin Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi nüshası, müellif hattından oluşmaktadır. Diğer nüsha ise Mısır’da bulunmaktadır. Bu çalışmada İstanbul nüshası esas alınacaktır. Mısır’daki nüsha ise başka bir çalışmada karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır. Makalenin yazımında eser hakkında henüz ayrıntılı bir çalışma yapılmamış olması başlıca etken olmuştur. Bu çalışmayla “Tuhfetu’l-Ahyâr"’da yer alan bazı meseller ve hikmetli sözler Arapça veya Farsça asıllarıyla ve Osmanlıca şekliyle takdim edilecek sonra tercümeler, varsa garip kelimelerin anlamları verilecektir. Daha sonra da konunun netleşmesi ve anlaşılması için kısa bir yoruma yer verilecektir. Öncelikle eserde yer alan meseller daha sonra hikmetli sözler takdim edilecektir. Atasözleri olarak ifade edilebilecek olan meseller, toplumların yüzyıllarca süren tecrübelerinden hareketle ortaya çıkması açısından önemli edebî türlerden birisidir. Meseller toplumların din, dil, gelenek, coğrafya, tarihlerinden hareketle bazı farklıklar gösterebilmektedir. Bu farklı ifadelerin dahi kültürel değerleri yansıtması açısından ayrı bir değeri vardır. Ayrıca nesirde ve konuşmalarda kullanıldığı zaman içinde barındırdığı edebî sanatlarla oldukça dikkat çekici bir özelliğe sahiptir. Hikmet lafzı ise veciz ve anlamlı söz olması bakımından mesel ile aynı manayı ifade eder. Ancak hikmet, hakikate uygun, üzerinde tefekkür edilmiş sözlerdir. Bunun dışında aralarında başka farklar da vardır. Meselde delil getirme söz konusu iken, hikmette daha çok öğüt verme, ibret alma, tembih, öğretme söz konusudur. Ayrıca meseller herhangi bir kişinin söylediği sözler iken, hikmetler bilge kişilerin, filozofların söz ve düşüncelerinden meydana gelmektedir. Yine hikmetli sözler daha uzun cümleleri ihtiva edebilmektedir. Çalışmada, makale sınırları çerçevesinde eserdeki tüm hikmetli sözlere ve mesellere yer verilmeyecektir. Bu nedenle sadece belirli örnekler seçilerek ilim ve edebiyat dünyasının dikkatlerine sunulacaktır. Gelecekteki derinlemesine çalışmalar yapacaklar için bir nebze de olsa Kâtip Çelebi'nin düşüncelerine ve yaşadığı dönemin ruhuna daha yakından bakma fırsatını sağlayacaktır.
Tuhfetu’l Ahyâr fi’l-Hikem ve’l-Emsâl ve’l-Eş’âr Katip Çelebi Hacı Halife Arapça ibare mesel hikmetli söz.
SDU Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language and Rhetoric |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2023 |
Submission Date | August 26, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 51 |