Muhasebe hukuku, toplumsal bir ihtiyaç hissedildiği takdirde kendini yenileyebilen pozitif bir hukuk dalıdır. 13. Yüzyılda ticari ilişkilerin ilerlemesi ile ortaya çıkan gelişmiş ve kapsamlı bir muhasebe sistemi arayışına cevaben Luca Paciolo’nun bulduğu çift taraflı kayıt sistemi, 19. Yüzyılda kitlesel üretimden doğan ihtiyaçlara karşılık olarak doğan maliyet muhasebesi ve 20. Yüzyıl sonrasında teknolojik gelişmelerin yarattığı ihtiyaçlar sonucu ortaya çıkan yönetim muhasebesi kendini yenileme örnekleri arasındadır. 21. yüzyılın başından itibaren, bilgi üretim girdileri arasına girerek önemli bir katma değer kaynağı olmuştur. Bilginin etkinliğinin artması ile teknolojide son yıllarda gerçekleşen hızlı değişimler muhasebe paradigmalarını da etkileyerek dijitalleşmenin muhasebede kendine yer bulmasına, muhasebe bilgilerinin üretim amaçları, biçimleri ve bu bilgilerin kullanıcılarının değişmesine ön ayak olmuşlardır. Blok zinciri teknolojisi, robotik süreç otomasyonu, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi dijital uygulamalar aracılığıyla muhasebede otomasyon sağlanmış, muhasebenin birçok rutin sayılan faaliyetinin dijitalleşme çerçevesinde otomasyonu veya hızlandırılması mümkün olabilmiştir. Finansal muhasebe çerçevesinde, robotik teknolojiler ile envanter sayım ve doğrulamaları otomatikleşmekte, alacaklar yapay zeka ile değerlendirilebilirken finansal raporlarda yer alan bilgiler daha kapsamlı hale gelmektedir. Yönetim muhasebesi bakımından daha geniş veri analizlerine yönelik programlar dijitalleşme ile kullanılabilmektedir. Denetçiler otomasyon sağlayan araçlar ile kapsamlı bilgilere daha hızlı ulaşabilmekte, bunun sonucunda daha güvenilir ve sağlıklı raporlar oluşturulurken arta kalan zaman katma değer yaratacak farklı denetim aktivitelerine ayrılabilmektedir. Kısacası, dijitalleşme hayatın her alanında olduğu gibi muhasebede de kendine yer bulmuş, daha sağlıklı sonuçlara ulaşılmasına ve zamanın daha verimli kullanılmasına imkan sağlamıştır.
Accounting law is a positive law that is able to renew itself if a social need requires its renewal. The double entry system of accounting which was invented by Luca Pacioli to meet the need for a more developed accounting system to reflect more complex commercial relations in 13th century, the cost accounting which was invented to fulfill the needs stemming from the mass production in 19th century and the managerial accounting which was emerged as a result of the requirements stemming from technological advancements in 20th century are examples of such renewals. Since the beginning of 21st century, the knowledge have been an production input and a source of added value. As the efficiency of knowledge increases and the technology advances mercurially, the digitalization makes ground in accounting sphere by changing paradigms while the aims, forms and users of the information created by accounting change simultaneously. The automation in the accounting is ensured by digital applications including blockchain technology, robotic process automation, artificial intelligence and machine learning by which daily routines of accounting are automatized and accelerated in the context of digitalization. The automatization of stocktaking is ensured by using robotic technologies, the receivables are evaluated by artificial intelligence and more extensive financial reports are prepared as a result. Data analyses are done in a more comprehensive way owing to the digitalization. The auditors are able to receive further information faster making them able to prepare trustworthy reports in a shorter time and make time for auditing activities providing more added-value. In short, digitalization has made ground in accounting as in other spheres and created more efficiency and trustworthiness in the process.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 27 Issue: 3 |