Mekân,
sinemasal eylemin sahnesidir. Her sinemasal imge gibi, mekânın da tarihsel,
toplumsal ve kültürel bağları olduğu ve bu bağlar olmaksızın mekânın sinemasal
temsilini anlamlandırmanın eksik kalacağı söylenebilir. Çalışmamızın konusunu
yer-olmayanlar ve/veya heterotopyalar oluşturmaktadır. Foucault
heterotopyaların gerçek mekânda gerçekleştiğini iddia eder. Bu açıdan ele
alınırsa Foucault’nun heterotopya (ötekilik mekânı) olarak tanımladığı mekân
olan sinemayı, ütopyaya yaklaştırma ya da ondan uzaklaştırma filmin seyirciye
sunduğu bu düşünme alanına göre değişebilir.
Film
hem gerçek mekân ve kişileri hem de kurgusal mekân ve kişilikleri bir araya
getirmektedir. Bu bağlamda heterotopyanın yapısını ve heterotopya fikrinin
sonunda insanı sürükleyeceği heterotopyalardan doğan sanrısal ütopyayı/distopyayı
anlatması kısacası bir heterotopyanın anatomisini keşfe çıkışı açısından Ömer
Kavur sinemasına değinilecektir. Şu iki noktanın tartışılması sağlanacaktır:
-Gerçek mekânımız
ne kadar karmaşık ise, heterotopyalar o kadar düzenli ve mükemmeldir.
-Heterotopyalar bir yanılsama mekânı
üretirler ve böylelikle, geri kalan gerçek mekânı da bir yanılsama olarak
sunarlar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 10, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Özel Sayı (1) Mayıs 2019 |