Türkiye’nin yakın siyasi tarihine bakıldığında 1970’li yıllar, “başka türlüsünün” mümkün olduğu inancının hayatın her alanında kendisini gösterdiği; toplumun farklı kesimlerinin birbirleriyle karşılaşan, kesişen, çatışan heterojen “arzu akışlarının” kitlesel eylemlilikle bütünleştiği; siyasetin gündelik hayat ve popüler kültürün her yanına dağılan bir çoğullaşma içinde kendisini gösterdiği özel bir dönemdir.
Dönemin Türk sinemasında bağlamında ise, gündelik siyasetin imgelerinin sadece siyasal filmlerle sınırlı kalmayıp tecimsel sinemaya da ‘sızmış’ olması, çoğunlukla arzuları “yerli-yurtlulaştırmaya” yönelen ana akım sinema ve popüler kültürün arzu politikaları tarafından çevrelenip dönüştürülmesinin olanağını göstermesi açısından önemli ve nadir bir örnek teşkil etmektedir. Bunlar arasında özellikle ayrıksı sayılabilecek bir damarı Şerif Gören’in Orhan Gencebay ortaklığıyla ürettiği arabesk filmler oluşturmaktadır. Gören’in genişhalk kitlelerine ulaşabilecek popüler bir yol olan ama aynı zamanda derinde son derece politik bir “his” barındıran arabesk türüne dönemin sol siyasetinden donanımlar ekleyerek ürettiği filmlerin, genellikle birbirine karşıt konumlandırılan siyasal sinema ve arabeskin birliğinden doğan yeni bir “rizom” ortaya çıkardığı söylenebilir. Bu çalışmada, Gören’in dört arabesk filmi, var olan toplumsal yapı ve ilişki ağlarına dair sunduğu imgelemle ortaya koyduğu “kaçış” stratejileri bağlamında incelenmekte; böylelikle bu filmlerin “sinematografik düşünce” üretme yolunda giriştiği çaba ile arzu siyasetiyle nasıl eklemlendiği tartışılmaktadır.Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 7 |