The super-accelerated (high-speed) life experiences and coercive practices of the new world order (Covid and post-Covid periods) have affected and changed the negotiation and conflict resolution skills of international actors. Today, with the pandemic and technological developments, acceleration has become a necessity in many fields. Many international mediators, especially the United Nations (UN), have also benefited greatly from digital technologies that pierce space and time during the most severe times of the Covid-19 pandemic. So, in today’s world, where economic, social and technological development continues at high speed, should negotiations and policies keep pace? If so, how should accelerated and virtualised political practices be discussed over conflict resolution? What is the impact of digitalisation on international mediation? This article critically discusses the relationship between digitalisation, speed, politics and conflict resolution through content and discourse analysis of political reports on peacemaking practices of different UN missions, especially during the most traumatic period of the pandemic (March 2020-March 2021). The study concludes that politics and negotiations need speed barriers because they need time, but they cannot be isolated from the developments and space of the high-speed society, so they need to follow the virtual space at all times and get involved when needed. As the analyses of the missions’ reports show, the effective use of digital technologies, especially during the pandemic, has led to a rapid transformation in mediation (from traditional to cyber-mediation) and conflict resolution activities have been able to continue uninterrupted, but the dangers of digitalisation have not disappeared.
Yeni dünya düzeninin (covid ve post-covid dönemler) süper hızlandırılmış (yüksek hızlı) yaşam deneyimleri ve zorlayıcı uygulamaları, uluslararası aktörlerin müzakere ve çatışma çözme becerilerini de etkilemiş ve değiştirmiştir. Günümüzde pandemi ve teknolojik gelişmelerle birlikte hızlanma birçok alanda zorunluluk haline gelmiştir. Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere birçok uluslararası arabulucu da Covid-19 pandemisinde mekanı ve zamanı delen dijital teknolojilerden büyük ölçüde yararlandı. Peki ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişimin yüksek hızda devam ettiği günümüz dünyasında müzakereler ve politikalar da bu hıza eşlik etmeli mi? Eğer öyleyse, hızlandırılmış ve sanallaştırılmış siyasi pratikler çatışma çözümünde nasıl ele alınmalıdır? Dijitalleşmenin uluslararası arabuluculuk üzerindeki etkisi nedir? Bu sorular etrafında şekillenecek olan bu makalede, dijitalleşme, hız(lanma), siyaset ve çatışma çözümü arasındaki ilişki, özellikle pandeminin en travmatik döneminde (Mart 2020-Mart 2021) farklı BM misyonlarının barış yapım pratiklerine ilişkin siyasi raporlarının içerik ve söylem analizi yardımıyla eleştirel bir şekilde tartışılmaktadır. Bu çalışmada siyaset ve müzakere, zamana ihtiyaç duyduğu için hız bariyerlerine sahip olması gerektiği ama yüksek hızlı toplumun gelişmelerinden ve alanından da soyutlanamayacağı için sanal alanı her an takip edip ihtiyaç duyulduğu anda dahil olması gerektiği sonucuna varılmıştır. Misyonların rapor analizlerinin de gösterdiği üzere özellikle pandemide dijital teknolojilerin etkin kullanımı arabuluculukta hızlı bir dönüşüme (gelenekselden siber-arabuluculuğa) yol açmış ve çatışma çözümü faaliyetleri kesintisiz bir şekilde sürdürülebilmişse de dijitalleşmenin tehlikeleri ortadan kalkmış değildir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Political Science (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 19, 2024 |
Submission Date | July 3, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 33 Issue: 1 |