Hz. Muhammed’in vefatından sonra Hulefâyı Râşidin devrinde İslâmiyet
hızla Arap Yarımadası’nın dışına kadar yayılmıştır. Hz. Ömer döneminde
Sâsâni İmparatorluğu ile M. 636 yılında yapılan Kadisiye Savaşı’nda başkentleri
Medâin’in ele geçirilmesinin ardından M. 642 yılında yapılan Nihavend
Meydan Savaşı’nda bir kez daha ağır bir yenilgiye uğratılmışlardır. Böylece
Müslümanlar Sâsâni İmparatorluğu’nun bölgedeki hâkimiyetine son vererek
büyük bir zafer elde etmişlerdir. Hz. Ömer döneminde yapılan bu fetihlerin
yanı sıra devlet teşkilatlanmasında da önemli adımlar atılmıştır. Bunlardan
en önemlisi de Kûfe, Basra ve Fustat gibi ordugâh şehirlerin kurulmasıdır.
Bu şehirler kuruldukları andan itibaren önemli siyasi ve sosyal olaylara sahne
olmuştur. Sa’d b. Ebi Vakkâs tarafında kurulan Kûfe, sahip olduğu stratejik
konumu ve verimli arazileri sayesinde bölgenin ekonomik ve kültürel
bakımından gelişmesini sağlamıştır. Bu özellikleri sayesinde Hz. Ali ve ilk
Abbasî halifeleri tarafından Bağdat kuruluncaya kadar başkent olarak tercih
edilmiştir. Bunların yanı sıra Kûfe, İslâm dünyasında oluşan düşünce ekollerinin,
tasavvufun, İslâmi ilim ve kültürün merkezi olmuştur.
Journal Section | Makaleler |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 29, 2017 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 2 Issue: 4 |
The published articles in JSCR are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License. JSCR complies with the Open Access Policy for the sharing of knowledge.