Milliyetçilik akımının Türkiye'deki tarihsel gelişimi söz konusu olduğunda bunun tek bir yoldan ibaret
olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Aslında milliyetçiliği Türkiye ekseninde düşünmek bir
anlamda da bu farklı bakış açılarının ortaya koydukları entelektüel birikimi göz önüne almayı
gerektirir. Kültürel milliyetçilik tam da bu noktada yadsınamaz bir entelektüel duruşlar bütününü ifade
ediyor. Milliyetçilik temelinde kültürel yoğunluklu bir bakışın egemen oldugu kültürel milliyetçilik
söylemi açısından Türkiye'nin tarihsel ajandası oldukça zengindir. Anadolu, Osmanlı
İmparatorluğu'nun son zamanlarından günümüze değin ideolojik platformda pek çok milliyetçilik
söylemine ev sahipliği yapmıştır. Bu söylemlerden biri olan kültürel milliyetçiliğin Türkiye'deki
tarihsel gelişiminde, Anadoluculuk akımı pek çok açıdan önemli bir rol üstlenmiştir. Anadolu
milliyetçiliği olarak da adlandırılan Anadoluculuk akımı çerçevesinde birbirini bir anlamda takip eden
üç entelektüel dalga olduğu söylenebilir. Bu çalışma, Türkiye'deki milliyetçilik akımlarının altın
çaglarını yaşadıkları 1930'lu ve özellikle de 1940'lı yılların egemen Anadoluculuk söylemini
simgeleyen ikinci dalga Anadoluculuk ve bu entelektüel duruşun önemli bir temsilcisi durumundaki
Remzi Oğuz Arık'ın milliyetçilik anlayışı üzerine yoğunlaşmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Public Administration |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 2, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 7 Issue: 2 |