By aiming at explaining the demographic transition which Turkey experienced from the early republican period to the present from a multidimensional way, this article firstly handles the dynamics which causes a transition from high birth and death rates to lower birth and death rates, and secondly demonstrates its reflections upon society. Notably by providing the elements of material culture and the increasing educational status of women who are at fertile cohorts, Turkey has progressed far in the socio-economic development according to objective measures of well-being, in a relatively short period of time. Death rates at all ages declined, life expectancy increased, fertility begun to level off at low rates, household size shrank and rural population is replaced by that of urban. Again at this stage, population of Turkey was rapidly increased. In this study, demographic transition of Turkey is discussed in two different periods, namely 1923-1963 and 1964-2014 which are classified according to the economic paradigms followed by the ruling governments of the time. Among all other demographic dynamics particularly when the changes in fertility behaviour is taken into consideration, it is observed that total fertility rate approximated the replacement level, a situation which is experienced at advanced stages of demographic transition. However since 2000’s, through a perception change which is constructed by pronatalist political discourse, it is now expected that low level fertility would possibly return to medium level fertility. It is also considered that this perception change, which is especially influential among certain segments of country, would increase fertility and therefore causes a delay in demographic transition of Turkey where socioeconomic development does not cover the whole society
Demographic transition Death rates Total fertiliy rate Pronatalist political discourse Medium level fertility
Cumhuriyetten günümüze Türkiye’nin tecrübe ettiği nüfussal dönüşümü çok boyutlu bir biçimde açıklamayı hedefleyen bu makale, nüfussal dönüşümün iddiasına paralel biçimde konu edilen dönem boyunca Türkiye’de yüksek doğum ve ölüm hızlarından düşük doğum ve ölüm hızlarına geçişe neden olan dinamikleri ve topluma yansımalarını ele almaktadır. Başta maddi kültür öğelerinin sunulması ve doğurgan kuşakta yer alan kadınların eğitim düzeyinin yükselmesiyle Türkiye, iyi oluş halini belirleyen nesnel ölçütlere göre sosyoekonomik gelişmişlik göstergeleri bakımından bu görece kısa zaman diliminde önemli yol kat etmiştir. Tüm yaşlardaki ölüm hızları düşmüş, yaşam umudu yükselmiş, doğurganlık düşük düzeylerde seyretmeye başlamış, hanehalkı büyüklüğü azalmış, kırsal nüfusun yerini kentsel nüfus almıştır. Yine bu süreçte Türkiye hızlı bir biçimde nüfuslanmıştır. Çalışmada Türkiye’nin nüfussal dönüşümü, iktidara gelen hükümetlerin ekonomik paradigmalarına göre 19231963 ve 1964-2014 yılları arasında iki farklı dönemde ele alınmıştır. Nüfussal dinamikler içerisinden doğurganlık davranışındaki değişimler ele alındığında, ülkemizde nüfussal dönüşümün son aşamalarında tecrübe edilen toplam doğurganlık hızının nüfusun yenilenme düzeyinde seyretmeye başladığı görülmektedir. Ancak, 2000’li yıllardan itibaren doğurganlığı özendirici politik söylem yoluyla oluşturulan algı değişikliğinin, düşük doğurganlık düzeyi olarak tanımlanabilecek bir durumu yeniden orta doğurganlık düzeyine yükseltmesi beklenmektedir. Özellikle belirli kesimlerde etkili olan bu algı değişikliğinin, sosyo-ekonomik büyümenin tüm toplumu sarmalamadığı ülkemizde doğurganlığı arttıracağı, böylece nüfussal dönüşümde bir gecikmeye neden olabileceği düşünülmektedir
Nüfussal dönüşüm Ölüm hızları Toplam doğurganlık hızı Doğurganlığı özendirici politik söylem Orta doğurganlık düzeyi
Other ID | JA44KC23EA |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2016 |
Submission Date | June 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 34 |
Sosyoloji Dergisi, Journal of Sociology, SD, JOS