Vitrinde
Yaşamak,
1980’ler Türkiye’sinin sosyo-kültürel, ekonomik
ve politik anlamdaki baskın eğilimlerini/hâkim paradigmalarını ve bunlar
arasındaki girift ilişkileri çözümlemek için kaleme alınmış muhtelif deneme
yazılarından oluşmaktadır. Kapitalist furyanın getirdiği hız ve tüketim odaklı
yaşam biçiminin insani değerlere etkisi, bu etkinin doğurduğu gösteriş toplumu
ya da başka bir deyişle vitrinde yaşama iştiyakı, kitapta sorunsallaştırılan
temel meseleler arasındadır. Eserin genel olarak sosyolojik tabanlı bir okuma
edimi ve eleştirel-yaratıcı bir üslupla yazıldığı söylenebilir.
Kitap,
“Giriş” bölümünün yanı sıra birbirleriyle ilintili dokuz denemeye ev sahipliği
yapar: “1980’lerin Kültürel İklimi”, “Vitrinde Yaşamak”, “Adlandırılmak”,
“Mahrumiyet”, “İktidarın Sağlığı”, “Krizin İmkânları”, “Vicdan ve Teknik”,
“Bastırılmışın Geri Dönüşü” ve “Teklifi Olmayan Kültür”. Bu denemeler,
Türkiye’nin 1980’lerde yaşadığı kültürel değişimi farklı açılardan aydınlatmak
üzere kaleme alınmıştır. Gürbilek, kitap boyunca 80’lerin iki farklı iktidar
projesinin, iki farklı söz siyasetinin, iki farklı kültür stratejisinin sahnesi
olduğunu ispatlamaya çalışır. Ona göre 80’ler bir yandan ret, inkâr ve bastırma
dönemidir, diğer yandan insanların arzu ve iştahının hiç olmadığı kadar
kışkırtıldığı bir fırsat ve vaatler dönemi. Bu iki dönemi adlandırmak için
Gürbilek, karşıtlık ilkesine yaslanır ve 80’lerin kültürel iklimini
tanımlayacak ilk kavramın “sözün bastırılması” ise, ikincisinin “söz patlaması”
olduğunu iddia eder. “Söz” üzerinden üretilen bu iki karşıt kavram, ilk bakışta
çelişkili bir görüntü sunsa da kültür ile iktidar arasındaki iç içe geçmiş,
girift yapıyı çözümleyebilmek için son derece yerinde kullanımlardır aslında.
Bilindiği üzere hegemonik sistemler, statik değil dinamiklerdir ve
hâkimiyetlerini sürdürebilmek adına her an değişmeye müsait, pragmatik bir
tutum sergilerler. Devrin hâkim paradigmalarına, tabiri caizse sert esen
rüzgârlara göre söylem ve hareket geliştirdiklerinden birçok
çelişkiyi de beraberinde getirirler. Dolayısıyla Gürbilek’in 80’ler için
kullandığı “sözün bastırıldığı ve aynı zamanda sözün patlama yaptığı yıllar” deyimi
absürd bir söylem olmaktan çıkar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | KİTAP İNCELEMELERİ |
Authors | |
Publication Date | June 22, 2018 |
Submission Date | January 2, 2018 |
Acceptance Date | January 29, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 3 Issue: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.