Öz:
Düşünen, sorgulayan ve anlamaya çalışan bir varlık olarak toplumun temel öğesini oluşturan insan kendisi ve yaşamla kurduğu ilişki temelinde olayları anlamlandırmak ister. Bu istek aslında insanın yaşamdaki yerini ve amacını belirlemesi açısından önemlidir. Bu bağlamda sosyal bir varlık olan insanın kimliği ve yaşamı tarihsel süreç içerisinde yaşanılan olaylar sonucunda belirlenmekte ve biçimlenmektedir. Kişinin yaşamında önemli bir değişime yol açmış olayları, düşünsel veya duygusal travmaları en etkili ve güvenilir biçimde aktarma aracı olarak da özyaşamöyküsü türünün önem kazandığını söyleyebiliriz. Özellikle yazın alanında, yeniötesi (fr. postmoderne) olarak nitelendirilen dönemde öznenin yeniden önem kazanmasıyla “ben”li anlatıların yaygınlaşmasında bireyselliğin tanıklıklar ve itiraflarla ortaya konduğu özyaşamöykülerinin önemi yadsınamaz. Özyaşamöyküsünde yazarın kendisiyle başlayan hesaplaşma/sorgulama serüveni tarih ve toplumla hesaplaşmaya, yaşanılanları unutturmamaya ve gelecek nesillere aktarma amacına doğru evrilir.
Günümüzde daha çok güçlü duruşu ve başarılarıyla anılan Simone Veil hukukçu, siyasetçi ve kadın hakları savunucusu olarak tarihe geçmiştir. Bu başarı, yalnızca rakamdan oluşan bir kimlik ve yok edilen bir özsaygı üzerine kurulmuştur. Toplama kamplarında geçirdiği on altı aylık zorlu süreç boyunca II. Dünya Savaşının yol açtığı büyük yıkıma tanıklık etmiş biri olarak Veil yaşadıklarını yıllar sonra Une Vie (Bir yaşam) adlı yapıtında özyaşamöyküsü türünde aktarmıştır. İnsanın hangi durumda yaşam öyküsünü anlatma gereksinimi duyduğu ile ilgili yapılan çalışmalar bir tür olarak özyaşamöyküsünün gelişimi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Bu çalışmada Simone Veil’in Une vie adlı yapıtı kuramsal çerçevesi Philippe Lejeune tarafından oluşturulan özyaşamöyküsü türünde çözümlenecektir.
Abstract:
As a being who thinks, questions and tries to understand, the human being, who constitutes the basic element of society, wants to make sense of events on the basis of the relationship he/she establishes with himself/herself and with life. This ambition is actually significant in terms of determining one's position and purpose in life. In this context, the identity and life of man, who is a social being, is determined and shaped as a result of the events experienced in the historical process. We can also say that the genre of autobiography has gained importance as the most effective and reliable means of conveying events, intellectual or emotional traumas that have led to a significant change in a person's life. Especially in the field of literature, the importance of autobiographies, in which individuality is revealed through testimonies and confessions, cannot be denied in the widespread use of narratives with ‘I’ as the subject regains importance in the period characterized as postmodern (fr.postmoderne). In the autobiography, the writer's adventure of reckoning/questioning, which begins with himself/herself, evolves towards reckoning with history and society, and towards the aim of not allowing people to forget what happened and passing it on to future generations.
Simone Veil, who is mostly remembered today for her strong stance and achievements, has made history as a lawyer, politician and women's rights defender. This success is based on an identity that is made up only of numbers and a self-esteem that is destroyed. Veil, as a person who witnessed the great destruction caused by World War II during the sixteen months she spent in concentration camps, conveyed her experiences in the genre of autobiography years later in her work Une Vie (A life). Studies on the conditions under which people feel the need to tell their life stories provide important information about the development of the autobiography as a genre. In this study, Simone Veil's Une Vie will be analyzed in the genre of autobiography, the theoretical framework of which was created by Philippe Lejeune.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | World Languages, Literature and Culture (Other) |
Journal Section | EDEBİYAT / ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2024 |
Submission Date | September 16, 2024 |
Acceptance Date | October 13, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: Edebiyat Kuramları ve Eleştiri Özel Sayısı |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.