İnsan varlığının iki parçasının adları olan erkek ve kadın, tarihsel serüvenlerinde birbirlerinin “öteki”si şeklinde konumlanmışlardır. Farklı fizik ve ruh yapılarına sahip bu iki varlıktan kadın antropolojik bakış açısıyla fiziksel, felsefik bakış açısıyla da akıl ve duygusal özellikleri yönünden edilgen bir konuma evrilmiştir. Bu edilgen kimlik kabulü 18. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan kadın düşünce ve hareketleriyle sarsılmaya başlamıştır. Dini inançlardan ve ataerkil gelenekten beslenen tüm erkek egemen yapılara “feminizm” kavramsallaştırması altında yöneltilen bu yapıbozucu düşünce ve hareketler sanat alanını da gözlem/eylem alanına dahil etmiştir. Bu doğrultuda öncelik ataerkil kadın imgesini sanatsal çerçevede zirveye taşıyan sinemaya verilecektir. 1970’lerle birlikte gelişmeye başlayan eleştirel feminist film kuramı, klasik sinemanın kadını nesneleştiren, indirgeyen, erkek egemenliğini pekiştiren anlatı biçimini reddederek, alternatif bir sinema dili geliştirmeye çalışmıştır. Çalışmamız, feminist sinema yaklaşımının muhafazakâr niteliği baskın Orta Doğu coğrafyasında, kadının konumunu ve geleneklerin bu konumun oluşmasında, sürdürülmesindeki etkisini nasıl gördüklerini ve sinema dilliyle nasıl anlattıklarını çözümlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada amaçlı örneklem yöntemi kullanılmış ve İran asıllı feminist yönetmen Shirin Neshat tarafından çekilen “Women without Men” (Erkeksiz Kadınlar) yapıtı incelenecek film örneği olarak belirlenmiştir. Filmin çözümlenmesinde Machin ve Mayr tarafından eleştirel söylem analizi temelinde geliştirilen, metinleri ve görselleri birlikte inceleme imkânı sunan “Çok Modlu Eleştirel Söylem Analizi” yöntemi kullanılmıştır.
Women have historically evolved into a passive position vis-à-vis men. This passive identity started to be shaken as of the 18th century. Deconstructive thoughts and movements directed against all male-dominated structures fed by religious beliefs and patriarchal tradition under the name of "feminism" have also focused on the field of art. In this direction, priority was given to cinema, which carried the patriarchal image of women to its peak. Since the 1970s, critical feminist film theory has tried to develop an alternative cinematic language by rejecting the objectifying and reducing narrative of classical cinema. Our study aims to analyse how the feminist film approach perceives the position of women in the conservative Middle Eastern geography, how it perceives the impact of traditions on the formation and maintenance of this position, and how it reflects it in cinema. Purposive sampling method was used in the study and "Women without Men" by Iranian feminist director Shirin Neshat was selected as the film to be analysed. In the analysis of the film, the "multimodal critical discourse analysis" method developed by Machin and Mayr on the basis of critical discourse analysis, which offers the opportunity to examine texts and visuals together, was used.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cinema Theories |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | April 22, 2024 |
Acceptance Date | October 8, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 55 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License