Dinçer Sümer'in Eski Fotoğraflar (1976) adlı oyunu, Türkiye'nin 1970'lerde yaşadığı çatışmaları anlatan kimlik siyasetine ilişkin dilsel ve sosyal unsurlar barındırsa da tiyatro insanları tarafından bir fahişenin hikâyesi olarak sınıflandırılmış ve genel olarak dikkate alınmamıştır. Makalenin ilk kısmı, Eski Fotoğraflar'daki anlatıların, kırılmalarının geleneksel karakter ve olay örgüsüne karşı bir yeniliği nasıl ortaya çıkardığını, sanatın gerçek hayatla ilişkisini yeniden tanımlamayı, geleneksel dramın sabitliğini ve hayatı formüle etme çabasını reddetmeyi amaçladığını vurguluyor. Bu nedenle, oyundaki karakterler sınıflandırmaya meydan okudukları ve kavramsallaştırmaya direndikleri için benzersizdir. Büyük anlatılara karşı marjinal insanların yerel öykülerine odaklanarak, Eski Fotoğraflar, kendi zamanın ötesinde bir oyun olarak daha fazla metinsel ve dramaturjik incelemeyi hak etmektedir. Makalenin ikinci bölümü, Eski Fotoğraflar’ı analiz eden ve bu oyunun metinsel değerlerini incelemek yerine, başka eserlerle kategorize edip büyük anlatılara odaklanan bilimsel çalışmalar üzerinden Türk edebiyat kuramındaki soruna odaklanmaktadır
Dinçer Sümer’s play Old Photographs is often dismissed by scholars as the story of a prostitute although it contains lingual and social elements about the politics of identity that pursues the dilemmas and conflicts Turkey experienced in the 1970s. First part of this article highlights how the fractures and unification of narratives in Old Photographs manifest an opposition to conventional structure of characters and plot, and refuse the fixity and formula of traditional drama. Thus, characters in the play are unique as they defy categorization and resist conceptualization. By disturbing grand narratives and focusing on identity crisis, Old Photographs deserves more textual scrutiny.
The article also focuses on scholarly works that analyze Old Photographs and displays the problem in Turkish literary theory which focuses on drawing categories rather than scrutinizing textual merits of individual works. This problem in critical theory results in an impartial and inaccurate portrayal of Turkish drama.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 24, 2022 |
Submission Date | August 9, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 20 Issue: 39 |