Yet under the age of 20, the young Turkish Republic were faced the Second World War before realizing its economic reforms. The struggle of a very tough foreign policy period has been overcome successfully by implementing active neutrality and stability policies. However, difficulties have been encountered in domestic politics, especially in the area of economics. The efforts to survive faced tremendous criticism from time to time. Economic measures taken were in the focal point of these critics. The “National Protection Law” which has been adopted in January, 1940 and the “Wealth Tax” which has been entered into force by November, 1942 have caused contreversy to the present day. On the one hand, some sight thought that these implementations were quite right and just, on the other hand, they have been described as unfair and cruel. Disregarding the exact conditions of that period as well as the reasons for judgement, certain jurisdictions has been made by prejudice. The right and wrong sides of the Turkish Government’s decisions could not be evaluated appropriately. At this point, the necessity of a wider examination appeared for these mentioned laws enacted
Henüz 20 yaşını doldurmamış genç Cumhuriyet, ekonomik reformlarını gerçekleştiremeden İkinci Dünya Savaşı ile karşı karşıya kalmıştı. Çok çetin bir dış politika mücadelesine sahne olan dönem, uygulanan aktif tarafsızlık ve denge politikalarıyla dışarıda çoğu zaman başarılı görülen bir mücadele ile atlatıldı. Ancak iç politikada ve özellikle ekonomi alanında büyük güçlüklerle adlandırabileceğimiz çalışmalar zaman zaman büyük eleştirilere maruz kaldı. Alınan ekonomik tedbirler bu eleştirilerin odak noktasındaydı. 1940 yılının Ocak ayında kabul edilen “Milli Korunma Kanunu” ve Kasım 1942’de yürürlüğe giren “Varlık Vergisi Kanunu” günümüze kadar süren tartışmalara neden oldu. Bir kesim tarafından çok haklı görülüp, devletin varlığını sürdürmesini sağladığı düşünülen bu uygulamalar diğer bir kesim tarafından haksızlık ve acımasızlık olarak nitelendirildi. Kesin yargıların hem dönemin koşullarını göz ardı ederek hem de nedenleri irdelemeden verildiği noktalar oldu. Haklı ve haksız yanlar bir teraziye konulamadı. İşte bu noktada, çıkarılan kanunların, daha geniş bir pencereden incelenmesi gerekliliği ortaya çıktı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 |