Türkiye’de Cumhuriyet’in asırlık birikiminin takip edilebileceği alanlardan biri olan tarihyazımı, zaman içerisinde içerik ve metodolojik kırılmalara uğramış, bu durum bir disiplin olarak tarihçiliğe yeni imkânlar sağladığı gibi, onu dar kalıplara hapsetme tehdidi de içermiştir. Türkiye’de dönemsel ideolojik yönelimler ve küresel gelişmelerle yeni içerikler ve metotlarla dönüşen tarihyazımı, 100 yıllık sürede hatırı sayılır bir birikim oluşturmuştur. Osmanlı Devleti’nde Dârülfünun’da ilk tarih bölümünün açılmasından önce Mekteb-i Mülkiye ve diğer yüksekokullarda müfredata eklenen tarih dersleriyle bilimsel tarihçiliğin önü açılmış ve ilk bilimsel eserler kaleme alınmıştır. Bilimsel tarihyazımı alanındaki bu ilk kıpırdanmalardan 2000’li yıllara uzanan süreçte tarih bilimine karşı kesintisiz bir merak ve ilginin artarak devam etmesi, tarihin her dönemde popüler ve akademik işlevlerinin canlılığını göstermektedir. Türkiye’de ideolojiler ile tarih bilimi arasındaki sıkı bağlar belirgin birçok sesliliğe ve tarih metinlerinin üretiminde verimliliğe imkân vermekte, diğer yandan her dönemde konjonktürel olarak tarihyazımında görülen savrulmalar ise tarihçilik açısından düşündürücü sonuçlar doğurmaktadır. Türkiye’de tarihyazımının son asırda geçirdiği dönüşümü anlamlandırma amacındaki bu makale, mevcut birikimi değerlendirmeye dönük bütüncül bir bakış getirme çabası içerisindedir.
Historiography, which is one of the fields where the centuries-old accumulation of the Republic can be traced, has undergone content and methodological ruptures over time, which has provided new opportunities for historiography as a discipline, but also threatened to confine it to narrow molds. In Turkey, historiography, which has been transformed with new contents and methods due to periodic ideological orientations and global developments, has created a considerable accumulation in a period of 100 years. Before the opening of the first history department at Dârülfünun in the Ottoman Empire, history courses added to the curriculum at Mekteb-i Mülkiye and other colleges paved the way for scientific historiography and the first scientific works were written. From these first stirrings in the field of scientific historiography to the 2000s, an uninterrupted curiosity and interest in the science of history continued to grow, demonstrating the vitality of the popular and academic functions of history in every period. The close ties between ideologies and historiography in Turkey allow for a prominent plurality of voices and an efficiency in the production of historical texts; on the other hand, the conjunctural shifts in historiography in every period have thought-provoking consequences for historiography. This article, which aims to make sense of the transformation of historiography in Turkey in the last century, endeavours to bring a holistic view towards evaluating the existing accumulation.
Bu çalışma etik ve telif kurallarına uygun olarak yürütülmüştür. Arşiv belgeleri ve literatür kaynakları üzerinden yürütülen bu çalışma etik kurul onayı gerektirmemektedir.
Bu araştırmayı desteklemek için dış fon kullanılmamıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | The Writing of History, Historiography (Other) |
Journal Section | Research/Ttheoretical |
Authors | |
Publication Date | December 20, 2024 |
Submission Date | November 15, 2024 |
Acceptance Date | December 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 6 Issue: 2 |
Ethical Committee Approval
With the decision of ULAKBİM on February 25th, 2020, there is a condition that "All the disciplines of science (including social sciences), there should be an Ethical Committee Approval for research involving human and animal (clinical and experimental) separately and this approval must be mentioned in the article and it should be documented". The research conducted by quantitative or qualitative approaches which require data collection such as questionnaire, interview, observation, focus group study, the experiment is regarded under the aforementioned content.