Abstract
Bilginin değeri, söz konusu bilgiyi üreten kişiden bütünüyle bağımsız addedilemez. İster genel ister özel bir ilim geleneğine yönelmiş olsun tabakât literatürü, üretilen bilginin nesilden nesle güvenli bir yolla tevarüs etmesinin tamamlayıcı bir parçası olarak inşa edilmiştir. Tasavvufî tabakât yazıcılığı, hicrî III. asra kadar takip edilebilmektedir. Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin Hilyetü’l-evliyâ ve tabakâtü’l-asfiyâ isimli eseri, ihtiva ettiği yedi yüzü aşkın biyografi ile sûfîyye üzerine yazılmış en hacimli tabakât kitabıdır. Bu çalışma, Hilyetü’l-evliyâ’nın sûfî biyografi yazıcılığı içindeki yerini tespit etmeye odaklanmıştır. Araştırmada karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır. Hilyetü’l-evliyâ’dan evvel yazılan, Ebû Abdirrahmân es-Sülemî’nin Tabakâtü’s-sûfîyye’si ile Hilyetü’l-evliyâ’dan sonra yazılan İbnü’l-Cevzî’nin Sıfatü’s-safve isimli eseri mukayese edilerek, Hilyetü’l-evliyâ’nın erken dönemde telif edilen tabakât eserleri içindeki konumunu belirginleştirmek çalışmanın amacını teşkil etmektedir. Karşılaştırma, sözü edilen üç eserde biyografisine yer verilen bir isim olan Hâris el-Muhâsibî ile sınırlandırılmıştır. Muhâsibî biyografisinin içeriği ve izlediği seyir, Hilyetü’l-evliyâ metni merkezileştirilerek, diğer iki metin ile birlikte analiz edilmiştir. Biyografik bilgiler ve rivayetler birbirinin tekrarı mı yoksa nitelikli farklar söz konusu mu sorusuna cevap aranmıştır. Bu makalenin iddiasına göre Hilyetü’l-evliyâ, diğer iki eserden gerek hacmi gerek tasavvuf ilminin meşrûiyeti tartışmalarına sunduğu dolaylı katkı sebebiyle ayrışmaktadır. Hilye, gerek incelediği zaman aralığı gerek parçacı olmayan yaklaşımı sebebiyle, diğer iki esere nispetle daha kuşatıcı bir nitelikte bulunmaktadır. Söz konusu nitelik kitabın adı, bölümlendirme tekniği ve nakledilen rivayetlerin seçiminde kendisini göstermektedir. Evliyâ sözcüğü, sûfî sözcüğüne kıyasla daha yaygın ve daha yüksek derecede değer içeren bir kelimedir. Kitabın, isimleri tespit edilememiş az sayıdaki kişilere ilişkin menkıbe ve rivâyetleri ihmal etmemesi, tasavvuf düşüncesi ve tarihi açısından önem arz etmektedir. Eserin dikkate değer bir diğer yönü, tasavvuf ilminin öncüleri olarak sahabe neslini işaret etmesidir.