In the Taḥkīm case, when it was realized that two people would arbi-trate despite the call made to the Ḳurʼān, the Khāridjites started to argue that God's judgment was not applied. The Khāridjites, who demanded the implementation of the judgement from Ali due to their subordina-tion/obedience, subsequently broke away when they were unable to achieve their desired outcome and formed a separate group. The Khāridjites deemed it acceptible to eliminate those who held opposing beliefs on the path they set out to make Allah's judgment. The Khāridji group called al-Azāriḳa, which was born in 64/683 as a result of a schism, designated their own territory as dār al-Islām and all other regions as dār al-ḥarb and slaughtered those in dār al-ḥarb regardless of their identity. The objective of this study is to examine the influence of the dār al-ḥarb on the actions of the Khāridjites against Muslims. The persistence of the mentality, which spread fear and terror among Muslims in the early period, has not disappeared and continues to the present day. This makes the studies on the subject signifi-cant. The present study is confined to the examples of Muḥakkima al-ūlā and al-Azāriḳa within the context of what isti‘rāḍ is, how it is applied, and its relationship with the dār al-ḥarb. The study concludes that the Khāridjites with a propensity to kill initially sought to ascertain whether individuals were opposed to the Taḥkīm. Those who did not express such opposition were subjected to death. After the establishment of al-Azāriḳa, they designated all territories apart from their own as dār al-ḥarb and were not hesitant to kill those who remained in these regions.
Tahkim hadisesinde çağrı Kurʼan'a yapıldığı halde hakemliği iki insanın yapacağı anlaşılınca, Hâricî zihniyettekiler Allah'ın hükmünün uygulanma-dığını savunmaya başlamıştır. Hz. Ali'ye tabi oldukları için hükmün uygu-lanmasını ondan isteyen Hâricîler, istediklerini alamayınca koparak ayrı bir grup kurmuştur. Hâricîler Allah'ın hükmünü kusursuz işlemek için çıktıkları yolda, kendileri gibi düşünmeyenlerin kanını helal saymıştır. 64/683 yılında, bir bölünme sonucu doğan Ezârika isimli Hâricî grup, yaşadıkları yerleri dârülislâm, Müslümanların yaşadığı diğer toprakları dârülharp kabul etmiş ve dârülharptekileri kim olduğuna bakmadan katletmiştir. Çalışmanın ama-cı, Ezârika'nın Müslümanlara yönelik eylemlerinde dârülharbin etkisine de-ğinmektir. Erken dönemde Müslümanlara korku ve dehşet saçan zihniyetin yok olmaması ve günümüze kadar devam etmesi, konu üzerine yapılan ça-lışmaları önemli hale getirmektedir. Araştırma isti‘râzın ne olduğu, nasıl uygulandığı ve dârülharple ilişkisi çerçevesinde, Muhakkime-i Ûlâ ve Ezâri-ka örnekleriyle sınırlandırılmıştır. Araştırma, öldürme eğilimindeki Hâricîle-rin ilk etapta insanların tahkime karşı olup olmadıklarını anlamak amacıyla sorguladığı ve karşı olmayanları öldürdüğü; Ezârika'nın kuruluşundan son-ra ise kendi toprakları dışındaki yerleri dârülharp kabul ederek dışarıda ka-lanlardan güç yetirebildiğini sorgusuzca katlettiği sonuçlarına ulaşmıştır.
Metni okuyarak düzeltme önerilerinde bulunan Dr. Ahmet Kuray ve Dr. Bayram Akbulut'a teşekkür ederim.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Sects |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | September 20, 2024 |
Acceptance Date | November 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 10 Issue: 2 |