Yakın dönem Türk tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Doktor Adnan Adıvar, birçok çağdaşı gibi, Fransız Devrimi’nin temel esin kaynağı olan Aydınlanma Felsefesinin etkisi altında kalmıştır. Benzerleri gibi, skolastik karakteriyle kendisini bağlayan Hristiyanlığı geri plana iterek baskıcı yönetimlerden ve geri kalmışlıktan kurtulan Avrupa’dan etkilenmiş ve benzeri bir girişimin, kendi coğrafyasında da gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünmüştür. Bu noktada belirleyici unsur olarak karşımıza çıkan “din” olgusu, Doktor Adnan Adıvar için çok daha önemli ve yaşamsal bir unsur olmuştur.
Netice itibariyle, yaşamı, esas aldığı bu paradigma etrafında geçen, pozitivist bir aydın olarak tanınan, yazdığı yüzlerce makalede ve bilim tarihini konu alan kapsamlı eserlerinde çoğunlukla pozitivizmi ön plana çıkaran Doktor Adıvar, gelişme ve ilerlemenin, ancak, pozitivist öğretiyi esas alan bir metodoloji ile mümkün olabileceğini savunmuş, ancak, geleneksel inanç değerleri ile de bir türlü barışamamıştır. Gençliğinden beri zihnini meşgul eden felsefi problemlere bir çözüm bulamadığı için, içselleştiremediği ve bilimsel bir temele oturtamadığı bir felsefenin temsilcilisi olarak hayata veda etmiş olması da söz konusu nitelikleri taşıyan bir aydın için dramatik bir son olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 125 Sayı: 246 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.